oysa, tek kişilik işret benimkisi tek kişilik tarikat ve bu sofra tek başına direniş tek başına barikat
fesat odalıklara inanma sakın bu sarayın car-ı ye(k)liklerinde bekletme beni
ve sen henüz atmadın son zarını kapatma yüzüme kapılarını
yâr… Gele…
sadakatte kusur olmaz Sultan’ım dersaadet’ deyim yerindeyse bu akşam, huzurda çağıracak birazdan Üçüncü Selim nedir bu sazkâr makamının bize ettiği zulüm
nerde Devlet-i Osman-i, neresine yapılacak yol geçen hanı serhat-ı- harap şehirlerimiz asitane’de dâhil tekmil-i birden zat-ı şahane’nin yüzüne konuşulacak
ve nezaketteyim bu akşam el- aman…
dost gördük düşman gördük alıştık haliyle direndik istikbal hayaliyle hayat biraz da tesadüf bu yüzden, insan daha çok sevişmeli yâriyle
paşa gönlüm ne isterse getirin veya, hiç zahmet buyurmayın ben de bulabilirim yolumu tek başıma kapıya kadar lütfen koluma girmeyin… Sherry gönül alıcı sözler söylemeyin giderken infazıma
tek hecelik, bir gecelik söylencedir, ya bazen aşk hiç anılmaz
ya,
gidişlerde örneğin hiç unutulmaz
hayatın orta sahasındayım şu sıralar bir ihtimal, beni yarın beklemeyin yarin kolları narin korkarım kırılacak yarın
dallarında ferahnaz çiçekler hanımelleri, saçlarıma değecek geçerken, biraz mahçup gözleri
görmek istemiyorum zinhar! menekşenin gözlerindeki rengi
yine akşam oldu işte Mahpeyker’im sen beyaz ve keten örtümsün hayatıma örttüğüm kolalı ve lekesiz şiir defterimiz oluyor yine peçete huzurlarda üç türlü meze, şayeste
desenize bu gece de, tekirdağ, beyaz üzüm süzmesi kaçacak delik arayacak yine hanemizde
üzüm üzüm üzülmeden ve fazla direnmeden kendisinden vererek kendisinden geçerek
ömür geçiyor güzelim hadi kalbini dinle esas işimiz yaşamak olmalı ille de ille.
saçları ağarmıyor gamsız sabahların gözleri ağlanmıyor basireti bağlanınca ta ki birkaç ışığı unutulmuş yanık birkaç hicranlı şarkısı olan bir kadına varınca
kırmızıgülün ali var alif dedim ba dedim İstanbulİstanbul olalı bülbülüm altın kafeste merak etme sen aman… Ormancı
fazlasında gözüm yok hiç dünya malı en nihayet ne ağır kayıplar verdik lakin kopmadı ya kıyamet
gerisi teferruat oluyor bu gece ha Bodrum Hakimi ha Neslihan Yargıcı
sarı zeybek sarı leblebi sarı kurdelem sarı sarışın bir kadın gibi sevdim seni sarıver ordan beni,
ah...selanik.
17 yıl her gece boğulmayı bekleyen bir Şehzadenin 34 yaşıdır ölüm. gece+ gündüz.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sağı solu kafiyeli dizelerde, kinayelerde, taşlamalarda hatta telmihlerde duraladım. Şiire yorum yazıp yazmama arasında gelgit yaşamama rağmen, bu güzel şiiri yazdığı için, en azından şairine teşekkür etmek istedim.. Çünkü şiirde bir insan bakışı, dahası aydın bir bakışı ve en önemlisi de erdemli ve şair ve aydın bir insan bakışı var..
Aydın, şair falan derken aklıma Cemil Meriç'in aydın tanımı da gelmiş oldu, paylaşım adına; ''Aydın olmak için önce insan olmak lazım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını ,aydın yapan: 'uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatın bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.''
Şiirde kalabalık bir senfoni var, tek kişilik bir terennümden oluşan kalabalık bir senfoni.. Hayatın dolayımından, hem de tarihi esintilerle bezenmiş bir terennüm.! Şarkılarla, türkülerle harmanlanmış.. akmış gelmiş bir şiir. Kurgulanmış da olsa, bir çırpıda da yazılmış olsa, kesin olan bir şey var; harika bir ifade ediş var. Bu da elbette şairinin başarısıdır. -----Şiirde kullanılan dil olgunluk ve asalet örneğidir.
Ve en önemlisi şair, diliyle, kelime dağarcığıyla, içinde bulunduğu yaşamla; cegisiyle, sevgilisiyle ve dahi tarihiyle bir Rezonans* halindedir.. Neyin peşinde olduğunu bilerek konuşan, şiir yazan biridir.
Daha uzun sohbet etmek isterdim bu şiir ve şairiyle ama ayaklarım üşüdü, bir de serde hüzün var bu akşam.. Belki başka bir şiirle şair.. Selam ile.
(Rezonans:"ardarda gelen titreşim hareketlerinin birbirini etkilemesi olayı)
Hasan Tan tarafından 12/29/2008 10:37:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
bir kere okumayla geçilecek bir şiir değil...güzel demek yetermi bilmem ama güzeldi...şiirdi...şarkılardan geçmiş usulca işlenmiş...kaleminize sağlık üstadım...
şiiri görünce korktum incitmekten kendimi..gece geç adam hasta..sonuna kadar okudum yinede..harika tablolar var..deli sözler bazı yerlerinde..bu yorumu yorumdan saymıyorum.yine bekleyiniz gelecem ve bu şiirle baya bir haşır neşir olacam
Ben bana düşeni aldım, bu dizeler yeterli, hepsini almış içine; kutlarım üstad ne güzel anlatımdı öyle, haz aldım okurken sanki koskaca bir tarih yatıyordu sayfanızda...öylesine çıplak ki! bir an üstünü örtmeyi düşündüm, aman elalem ne der diye görüpte! saygılarımla
şiirinizi ilk defa okudum.. özel bir kişilik ve harika özel dizeleri ... şair belli ki müzikle haşır neşir ...( sanırım sanatı bunlarla da sınırlı değil ) kutlarım orijinal çalışmalarınızı değerli şair... sevgim saygım selamlarımla...
Osmanlıda şehzadeler yani padişahların oğulları ister sarayda normal hayatlarını yaşasın ister hücrelerde yaşasın onlar tahttaki padişah için birer potansiyet tehtit unusurları olduğundan dolayı padişah rahat uyusun diye tüm kardeşleri ve oğulları zabt-ı rapt altında tutmaları gerekiyordu ve bununda bir tek yolu vardı o da ya imparatorluklarından uzak eyaletlere göndermek ya da yanıbaşlarındaki zindanlarda güvenli bir şekilde korumaktı.Şimdi gelelim bizim şu sürüm sürüm süründürülen şehzadelerin acıklı öykülerine ;
---Herkesin de bildiği namı değer Dersaadet'in Fatihi Fatih Sultan Mehmet, tahta çıkar çıkmaz henüz kundakdaki kardeşi Ahmet'i boğdurarak öldürdü. ---1,5 yıl tahtta kalan 1.Mustafa, 25 yaşında olan erken bunamış delikanlı bir deliydi.Kaybettiği yalnız akli dengesi değildi.Kafeste iken zaman zaman yanına konan kızların hepsi ondan bakire olarak çıkmışlardı.Dimağında hatıra ve bilgi adına hiç bir nakış yoktu.Adını bile güç hatırlıyordu.Kalabalıktan ve yüksek sesten korkuyordu.Hiç konuşmuyordu.Ağzından ender olarak '' gel-git, al-ver, ekmek-su'' gibi iki heceli emirler çıkıyordu.Yüzünde hiç bir haz belirtisi yoktu.1.Mustafayı bu hale getire işte o aptalca bu taht kavgaları idi. --Ve en ilginç padişahlarımızdan biri de Deli İbrahim olmuştu.Bu haliyle 8 yıl 6 ay padişahlık yaptı.Hareminde 500'ü aşkın cariyesi varmış ve çok sevdiği Ermeni cariyesine tımar olarak Şam Eyaletinin gelirini verinvce buna çok kızan Kösem Sultan sarayda verdiği bir eğlencede kızcağızı Haremağalarına boğdurtup Padişahada ''çok fazla yemekten dolayı çatladı '' demiş ve tabi bizimki de deli olduğu için buna inanmış...
Ya ben nedense bu boncuklu deli İbrahime çok gülüyorum, ayyy gülmekten yazamıyorum Erol, ben biraz ara vereyim, tekrar geliyorum:))))))))))
Geldim yine:))
---Yavuz Sultan Selim tahta çıktığında saltanatı uğruna aile çevresinde kendisine rakip olacak tüm erkekleri öldürtüyor. ---Hele ''İki Cihana Padişa'' dediğimiz Kanuni Sultan Süleyman oğlunu hem öldürttürüyor hem de bunu bizzat seyrediyor cellatlar kendisine yalan söylemesin diye... ---3.Mehmet 19 erkek kardeşini öldürtüyor ve ardından da 21 yaşındaki oğlu şehzade Mahmut'u öldürtüyor. ---2. Osman şehzade Mehmet'i, 4. Murat üç kardeşini öldürtüyor taht için ..
böyle uzayıp gidiyor liste Erol..
ve vu şehzadelerden bazıları hala yaşıyormuş ve şöyle diyorlarmış '' Mustafa Kemal'in sayesinde biz yaşıyoruz ve şu anda sarayda oturuyor olmayı asla istemezdik çünkü Osmanlı prensi ya da şehzade olmak uzun bir süre, ölüme davetiye çıkarmak gibi bir şeydi. Fatih bir yasa çıkarmıştı, "Kamu düzenini sağlamak için padişah kardeşini bile öldürebilir," diye. Ve sonun da öldürüyordu da '' .. Yani görüldüğü üzere onların yaşamları hep acı ve işkencelerle geçmiş her ne kadar devletin üst kademelerinde oluyor da olsalar ölüm kimsenin hakkı olmamalı bence .. Ve şiirinde dikkatimi çeken bir konu da bunu yine müzik eşliğinde sunuyor olman . Şiirdeki müziklerin hepsine baktım nerdeyse hepside Selanikten kopup gelmişler ama ben en çok Sezen'in '' Biraz Nezaketen '' parçasını sevdim ve dinliyorum da şu an :)))
tekrar sevgiler Erol...
Guldane Dal tarafından 11/13/2008 8:24:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Severim kendilerini ne de olsa hemşerim sayılır:)))
Çok güzeldi şiirin, dünden beri kaç kere ziyaret ettim sayfanı bilmiyorum ama aklım hala Neslihan'ın yazmadığı eklemede, onun için de epey bir bakarım bu akşam şiirine ...Önce Ömer Nazmi'nin yorumu için bakıp durmuştum ama güzel bir yorum yazmış gerçekten de. Seviyorum onun o değerli yorumlarını okumayı ve okudukça da edebi konularda kendimi çok yetersiz buluyorum ...
Severim kendilerini ne de olsa hemşerim sayılır:)))
Çok güzeldi şiirin, dünden beri kaç kere ziyaret ettim sayfanı bilmiyorum ama aklım hala Neslihan'ın yazmadığı eklemede, onun için de epey bir bakarım bu akşam şiirine ...Önce Ömer Nazmi'nin yorumu için bakıp durmuştum ama güzel bir yorum yazmış gerçekten de. Seviyorum onun o değerli yorumlarını okumayı ve okudukça da edebi konularda kendimi çok yetersiz buluyorum ...
Sevgili Erol şiirinde yine bir sürü konulara değinmişsin ama ben sondan alıp başa doğru gideyim dedim bu defa , terslik bu ya :))) Son deyince Bodrum Hakimi dikkatimi çekti tabi, sen her ne kadar gerisi teferruat desen de aslında şiirindeki anlam ayrıntılarda gizli bence..Ne diyorlar Mefaret hanım için üzerine yakılan türküde ;
Bodrumlular erken biçer ekini Feleğe kurban mı gittin Bodrum Hakimi Nasıl astın Mefaret hanım kendi kendini Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini
diye devam ediyor türkü ama Mefaret hanımın hayat hikayesi de bir ilginç deyip ben de fazla teferruata girmiyeyim bu sefer:))) ve tabii siyahlar içinde bir kadın, Neslihan teyze:)))
Sevgilerimle Erol şimdilik...
Guldane Dal tarafından 11/13/2008 2:16:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bak bu listeyi özel olarak senin için buldum. Osmanlıda kardeş katli ve gün yüzü görmeyen şehzadeler ;
1-(1298-1326) Osman Bey-Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu.Amcası Dündar Bey'i öldürttü. 2-(1326-1359) Orhan Bey-bilinen bir cinayeti kayıtlarda yok 3-(1359-1389) I.Murad (Hüdagendivar)-Sırpsındığı Kosova savaşlarını kazanan padişah.Oğlu Savcıbey ile kardeşleri Halil ile İbrahim'i öldürttü. 4-(1389-1402) I.Bayezid (Yıldırım)-Niğbolu savaşını kazandı.Kardeşi Yakub'u öldürdü.Ankara savaşında Timur'a yenilince tahttan indirildi. 5-(1402-1421) I.Mehmed-Kardeşi İsa Çelebi'yi boğdurttuŞeyh Bedrettin'i idam ettirdi. 6-(1421-1451) II.Murad-Varna ve II.Kosova savaşları kahramanı.Kardeşi Mustafa'yı öldürttü. 7-(1451-1481) II.Mehmed (Fatih)-En çok övündüğümüz padişahlardan..1453 te İstanbul'u fethetti1472 Otlukbeli savaşını kazandı. 2 yaşındaki kardeşi Ahmed'i Sadrazamlar Çandarlı Halil Paşa ile Mahmut Paşa'yı öldürttü. 8-(1481-1512) II.Bayezid-Kardeşi Cem Sultan ile savaş yaptı.Cem Sultan Rodosta 13 yıl tutsak yaşadı. Veziri Gedik Ahmet Paşa'yı öldürttü.Kendiside oğlu Selim tarafından öldürüldü. 9-(1512-1520) I.Selim (Yavuz)-Mısır fatihi bu padişahımız halifeliği İstanbul'a getirmişMercidabıkRidaniye savaşlarını yönetmiştir.Çaldıran seferine giderken 30bin Aleviyi kılıçtan geçirmişayrıca..babasını2 kardeşini 3 yeğenini 3 vezirini öldürterek tarihteki yerini almıştır. 10-(1520-1566) I.Süleyman (Kanuni)-En uzun süre tahtta kalan padişahtır..46 yıl. BelgradRodosCezayirTrablusgarp bu dönemde alınmışViyan kapılarına dayanılmışPreveze Deniz Savaşı kazanılmıştır.Mimar SinanBarbaros hayrettinHürem Sultan bu dönemin ünlüleridir. Damat Rüstem PaşaLala Paşa çekişmesi ve dedikodular sonucu 2 oğlu ile torunlarını boğdurttu.Ayrıca Vezirleri Makbul İbrahim Paşa ile Kara Ahmet Paşa'yı öldürttü. 11-(1566-1574) II.Selim (Sarı/Sarhoş)-Bütün gün şarap içip sarhoş gezmesiyle tanınan bu padişahımızın döneminde imparatorluk geri vitesine takıyor. İnebahtı deniz savaşında tüm Osmanlı Donanması yakıldı. 12-(1574-1595) III.Murad-Kendisine rakip olmasın diye 5 kardeşini öldürttü.Kadınlara düşkünlüğü ile tanınan sultanımızın tam 110 çocuğu olmuştur. Karısı Safiye Yeni Camii yaptırmıştır. 13-(1595-1603) III.Mehmed-Kardeş öldürme rekorunu elinde bulundurmaktadır.Tam 19 kardeşini ve bir oğlunu öldürmek zorunda kaldı.korktuğu için Haçova savaşından kaçmak istedi..Şeyhülislam tarafından zor ikna edildi.1597 de Tırnakçı Hasan Paşa'yıboğdurttu.O zamanlar hazine tamtakır olduğu için Yemişçi Hasan Paşa'dan Tırnakçı Hasan Paşa'nın giysilerinin satılarak para bulunmasını istedi. 14-(1603-1617) I.Ahmed-Tahta çıktığında henüz sünnet olmamıştı.Avusturya'ya gereksiz savaş ilan etti..başarılı olamayınca 1606 Zitvatorok Anlaşması'nı imzaladı. Bu dönemde devam etmekte olan Celali İsyanları nı bastırmak için Kuyucu Murad Paşa doğuda 30bin kişiyi kılıçtan geçirerek kuyulara gömdü. Sultan Ahmet Camiibu padişahın adını taşır 15-(1617-1618) (1622-1623) I.Mustafa-İki ayrı dönemde 2 yıl saltanat sürdü.Döneminde Abasa Paşa isyanı ile Sipahiler ayaklandı. Akıl hastası olduğundan tahttan erken indirildi. 16-(1618-1622) II.Osman (Genç)-12 yaşında tahta çıktıkardeşini öldürttü.16 yaşında iken tahttan indirildiyeniçeriler tarafından ırzına geçildikten sonra öldürüldü. 17-(1622-1639) IV.Murad-11 yaşında tahta çıkarken 3 kardeşini öldürttü.Tütün içenleri öldürtmesiyle bilinir.Ancak bu sıralarda Şeyhülislam Yahya Efendimeyhane öven şiirler yazıyordu.1635 Revan1638 Bağdat seferleri bu dönemde yapılmış olup 17 yıllık iktidarında öldürttüğü 6 sadrazam şunlardır.Mere HüseyinKemenkeş Kara aliGürcü MehmedBoşnak HüsrevTopal RecepTabanı Yassı Memed 18-(1639-1648) I.İbrahim (Deli)-Balıklara yem olarak altın atmasıyla bilinir.Askeri darbeyle tahttan indirildiöldürüldü. 19-(1648-1687) IV. Mehmed (Avcı)-Tahta çıktığında sadece 5 yaşındaydı.Döneminde yeniçeri ve celali isyanları oldu. Köprülüler bu dönemin sadrazamlarıdır.Öldürttükleri ünlüler Kösem sultan ile Merzifonlu Kara Mustafa Paşadır. 20-(1687-1691) II.Süleyman-Padişah olduğu 46 yaşına kadar zindandaydı.Padişahlığı sırasında yeniçerililer İstanbulu yağmaladılar.Ünlü Sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa bu dönemdendir.Olumlu olayı Eğriboz zaferidir. 21-(1691-1695) II.Ahmed-48 yaşına kadar hapisyattıktan sonra tahta çıktı.4 yıllık iktidarında Salkamen Bozgunu Sakız Kalesi kaybıSadrazam Arabacı Ali Paşa'nın öldürülmesi önemli olaylardandır. 22-(1695-1703) II.Mustafa-1683 te Viyana'ya yürüdübozguna uğradı.1699 da imzaladığı Karlofça anlaşmasıyla Maceristan yitirildi. I.Edirne vakasıŞeyhülislam Feyzullah'ın öldürülmesi bu döneme rastlar.Askeri darbeyle tahttan indirilmiştir. 23-(1703-1730) III.Ahmed-1725 te Rus Çarı Deli Petro Tebriz'i aldı.Bir şeyler yapması gerekiyordu..fakat savaşa gitmeyi göze alamadı.İstanbul'dan orduları hazırlayıp savaşa gidiliyor süsü verip yarı yoldan dönerek halkını kandıran bir padişah olarak tarihte yerini aldı.Lale Devri diyede bilinen dönemin diğer unutulmayanları;1718 Pasarofça Anlaşmasıicadından 35 asır sonra matbaanın getirilmesi meşhur Baltacı-Katarina olayının yaşandığı Purut Savaşı dır.Halktan sallandırdıklarının sayısı bilinmemekle birlikteŞehzade İbrahim ile Sadrazamlardan ;Hoca İbrahim PaşaDamat İbrahim PaşaÇorlulu Ali PaşaYusuf PaşaSüleyman Paşa ..bilinen öldürttükleridir.Kendileri de Patrona Halil İsyanıyla tahttan indirilmiştir. 24-(1730-1754) I.Mahmud-İsyancılar tarafından tahta çıkarılmışo da isyancıların her dediğini yapmıştır. 25-(1754-1757) III.Osman-3 yıllık iktidarı sırasında ki en önemli olayCezayir de ki egemenliğin bitmesidir. 26-(1757-1774) III.Mustafa-Ülaaai yıldız falına bakarak yönetirdi. Kürkçüler çok para kazanıyor diye ülkede kürk satışlarını yasakladı.Kürkçüler haraç ödeyince satışlar tekrar serbestleşti.Sadece 2 sadrazamını öldürtmüştür 27-(1774-1789) I.Abdülhamid-Bilinen vukuatı Küçük Kaynarca Anlaşması ile Kırım'ın verilmesidir. 28-(1789-1807) III.Selim-Kayıplarla dolu Ziştovi ve Yaş Anlaşmalarını imzaladı.Nizam-ı Cedid Reformlarını yapmak istediğindeşeriatçıların başlattığı Kabakçı Mustafa İsyanı ile tahttan indirildi. IV. Mustafa tarafından öldürülmüştür. 29-(1807-1808) IV.Mustafa-Nizam-ı Cedidçilerden çok korktuğundantaraftarlarının görüldüğü yerde öldürülmelerini emretmişti.Yinede ancak 1 yıl hükümdarlık yaptıAlemdar Mustafa Paşa tarafından askeri darbeyle tahttan indirildi. 30-(1808-1839) II. Mahmud-Vukuatı en fazla olan padişahlardandır.İşe ağabeyi IV.Mustafa'yı öldürerek başladı. Dönemin diğer olayları;MoraSırpKavalalı İsyanları;donanmanın yakıldığı Novarin olayı;osmanlının kendi valileri ile savaşıpkaybetmeleri; Kaptan-ı Derya Ahmed Paşa'nın donanmayı olduğu gibi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya teslim etmesi;1826 yeniçeriliği kaldırma operasyonu sırasında kendi ordusundan 140bin kişinin kılıçtan geçirilmesiolarak sayılabilir.II.Mahmud'unBalkanlarda uyguladığı kanlı operasyonlar sonucunda Balkan Ayaklanması başladı.Dış baskılar gelince "Tanzimat Fermanı"ilan etmek zorunda bırakıldı. 31-(1839-1861) Abdülmecit-Dönemin önemli olayları..Tanzimat FermanıIslahat FermanıKırım Savaşı.. 32-(1861-1876) Abdülaziz-Karadağ İsyanı 1875 Balkan HareketlenmesiBelgrad'ın kaybı bu döneme denk düşer. Vukela Heyeti tarafından tahttan indirilmiştir. 33-(1876-1876) V Murad-İki rekoru vardır.En kısa tahtta kalma rekoru..sadece 3 ay. Tahttan indikten sonra en uzun yaşayan padişah..28 yıl.. Tahtı elinden alınan padişahlarımızdandır. 34-(1876-1909) II. Abdülhamit-31 Mart olayı 93 Harbi tam bir çöküntü olan Ayestefanos Anlaşması.. unutulmayanlar- dandır.KıbrısMısırTunusDoğu RumeliBosnaGirit kaybettikleridir.Zamanında ayaklanmaları önlemek için Filibe'de bolca katliamlar yapılmıştır. Batıya borçlar ödenmediğinden "Duyun-u Umumiye"ye kurmak zorunda kalmıştır.Mebusan kararıyla demokratik bir şekilde tahttan indirildi. 35-(1909-1918) Mehmed Reşad-bilinen bir cinayeti kayıtlarda yok 36-(1918-1922) Vahdettin-Vahdettin Osmanlının 36. tahttan indirilende 14. Padişahıdır.Kendileri tatlı canlarını kurtarmak için İngilizlere sığınmıştır.
Padişah olduğunu müjdelemeye gelen ağaların ayaklarına kapanıp aman dileyen ikna edilemeyince sürüklene sürüklene götürülüp padişah ilan edilen şehzâdelere gelelim lütfen.
Bak bu listeyi özel olarak senin için buldum. Osmanlıda kardeş katli ve gün yüzü görmeyen şehzadeler ;
1-(1298-1326) Osman Bey-Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu.Amcası Dündar Bey'i öldürttü. 2-(1326-1359) Orhan Bey-bilinen bir cinayeti kayıtlarda yok 3-(1359-1389) I.Murad (Hüdagendivar)-Sırpsındığı Kosova savaşlarını kazanan padişah.Oğlu Savcıbey ile kardeşleri Halil ile İbrahim'i öldürttü. 4-(1389-1402) I.Bayezid (Yıldırım)-Niğbolu savaşını kazandı.Kardeşi Yakub'u öldürdü.Ankara savaşında Timur'a yenilince tahttan indirildi. 5-(1402-1421) I.Mehmed-Kardeşi İsa Çelebi'yi boğdurttuŞeyh Bedrettin'i idam ettirdi. 6-(1421-1451) II.Murad-Varna ve II.Kosova savaşları kahramanı.Kardeşi Mustafa'yı öldürttü. 7-(1451-1481) II.Mehmed (Fatih)-En çok övündüğümüz padişahlardan..1453 te İstanbul'u fethetti1472 Otlukbeli savaşını kazandı. 2 yaşındaki kardeşi Ahmed'i Sadrazamlar Çandarlı Halil Paşa ile Mahmut Paşa'yı öldürttü. 8-(1481-1512) II.Bayezid-Kardeşi Cem Sultan ile savaş yaptı.Cem Sultan Rodosta 13 yıl tutsak yaşadı. Veziri Gedik Ahmet Paşa'yı öldürttü.Kendiside oğlu Selim tarafından öldürüldü. 9-(1512-1520) I.Selim (Yavuz)-Mısır fatihi bu padişahımız halifeliği İstanbul'a getirmişMercidabıkRidaniye savaşlarını yönetmiştir.Çaldıran seferine giderken 30bin Aleviyi kılıçtan geçirmişayrıca..babasını2 kardeşini 3 yeğenini 3 vezirini öldürterek tarihteki yerini almıştır. 10-(1520-1566) I.Süleyman (Kanuni)-En uzun süre tahtta kalan padişahtır..46 yıl. BelgradRodosCezayirTrablusgarp bu dönemde alınmışViyan kapılarına dayanılmışPreveze Deniz Savaşı kazanılmıştır.Mimar SinanBarbaros hayrettinHürem Sultan bu dönemin ünlüleridir. Damat Rüstem PaşaLala Paşa çekişmesi ve dedikodular sonucu 2 oğlu ile torunlarını boğdurttu.Ayrıca Vezirleri Makbul İbrahim Paşa ile Kara Ahmet Paşa'yı öldürttü. 11-(1566-1574) II.Selim (Sarı/Sarhoş)-Bütün gün şarap içip sarhoş gezmesiyle tanınan bu padişahımızın döneminde imparatorluk geri vitesine takıyor. İnebahtı deniz savaşında tüm Osmanlı Donanması yakıldı. 12-(1574-1595) III.Murad-Kendisine rakip olmasın diye 5 kardeşini öldürttü.Kadınlara düşkünlüğü ile tanınan sultanımızın tam 110 çocuğu olmuştur. Karısı Safiye Yeni Camii yaptırmıştır. 13-(1595-1603) III.Mehmed-Kardeş öldürme rekorunu elinde bulundurmaktadır.Tam 19 kardeşini ve bir oğlunu öldürmek zorunda kaldı.korktuğu için Haçova savaşından kaçmak istedi..Şeyhülislam tarafından zor ikna edildi.1597 de Tırnakçı Hasan Paşa'yıboğdurttu.O zamanlar hazine tamtakır olduğu için Yemişçi Hasan Paşa'dan Tırnakçı Hasan Paşa'nın giysilerinin satılarak para bulunmasını istedi. 14-(1603-1617) I.Ahmed-Tahta çıktığında henüz sünnet olmamıştı.Avusturya'ya gereksiz savaş ilan etti..başarılı olamayınca 1606 Zitvatorok Anlaşması'nı imzaladı. Bu dönemde devam etmekte olan Celali İsyanları nı bastırmak için Kuyucu Murad Paşa doğuda 30bin kişiyi kılıçtan geçirerek kuyulara gömdü. Sultan Ahmet Camiibu padişahın adını taşır 15-(1617-1618) (1622-1623) I.Mustafa-İki ayrı dönemde 2 yıl saltanat sürdü.Döneminde Abasa Paşa isyanı ile Sipahiler ayaklandı. Akıl hastası olduğundan tahttan erken indirildi. 16-(1618-1622) II.Osman (Genç)-12 yaşında tahta çıktıkardeşini öldürttü.16 yaşında iken tahttan indirildiyeniçeriler tarafından ırzına geçildikten sonra öldürüldü. 17-(1622-1639) IV.Murad-11 yaşında tahta çıkarken 3 kardeşini öldürttü.Tütün içenleri öldürtmesiyle bilinir.Ancak bu sıralarda Şeyhülislam Yahya Efendimeyhane öven şiirler yazıyordu.1635 Revan1638 Bağdat seferleri bu dönemde yapılmış olup 17 yıllık iktidarında öldürttüğü 6 sadrazam şunlardır.Mere HüseyinKemenkeş Kara aliGürcü MehmedBoşnak HüsrevTopal RecepTabanı Yassı Memed 18-(1639-1648) I.İbrahim (Deli)-Balıklara yem olarak altın atmasıyla bilinir.Askeri darbeyle tahttan indirildiöldürüldü. 19-(1648-1687) IV. Mehmed (Avcı)-Tahta çıktığında sadece 5 yaşındaydı.Döneminde yeniçeri ve celali isyanları oldu. Köprülüler bu dönemin sadrazamlarıdır.Öldürttükleri ünlüler Kösem sultan ile Merzifonlu Kara Mustafa Paşadır. 20-(1687-1691) II.Süleyman-Padişah olduğu 46 yaşına kadar zindandaydı.Padişahlığı sırasında yeniçerililer İstanbulu yağmaladılar.Ünlü Sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa bu dönemdendir.Olumlu olayı Eğriboz zaferidir. 21-(1691-1695) II.Ahmed-48 yaşına kadar hapisyattıktan sonra tahta çıktı.4 yıllık iktidarında Salkamen Bozgunu Sakız Kalesi kaybıSadrazam Arabacı Ali Paşa'nın öldürülmesi önemli olaylardandır. 22-(1695-1703) II.Mustafa-1683 te Viyana'ya yürüdübozguna uğradı.1699 da imzaladığı Karlofça anlaşmasıyla Maceristan yitirildi. I.Edirne vakasıŞeyhülislam Feyzullah'ın öldürülmesi bu döneme rastlar.Askeri darbeyle tahttan indirilmiştir. 23-(1703-1730) III.Ahmed-1725 te Rus Çarı Deli Petro Tebriz'i aldı.Bir şeyler yapması gerekiyordu..fakat savaşa gitmeyi göze alamadı.İstanbul'dan orduları hazırlayıp savaşa gidiliyor süsü verip yarı yoldan dönerek halkını kandıran bir padişah olarak tarihte yerini aldı.Lale Devri diyede bilinen dönemin diğer unutulmayanları;1718 Pasarofça Anlaşmasıicadından 35 asır sonra matbaanın getirilmesi meşhur Baltacı-Katarina olayının yaşandığı Purut Savaşı dır.Halktan sallandırdıklarının sayısı bilinmemekle birlikteŞehzade İbrahim ile Sadrazamlardan ;Hoca İbrahim PaşaDamat İbrahim PaşaÇorlulu Ali PaşaYusuf PaşaSüleyman Paşa ..bilinen öldürttükleridir.Kendileri de Patrona Halil İsyanıyla tahttan indirilmiştir. 24-(1730-1754) I.Mahmud-İsyancılar tarafından tahta çıkarılmışo da isyancıların her dediğini yapmıştır. 25-(1754-1757) III.Osman-3 yıllık iktidarı sırasında ki en önemli olayCezayir de ki egemenliğin bitmesidir. 26-(1757-1774) III.Mustafa-Ülaaai yıldız falına bakarak yönetirdi. Kürkçüler çok para kazanıyor diye ülkede kürk satışlarını yasakladı.Kürkçüler haraç ödeyince satışlar tekrar serbestleşti.Sadece 2 sadrazamını öldürtmüştür 27-(1774-1789) I.Abdülhamid-Bilinen vukuatı Küçük Kaynarca Anlaşması ile Kırım'ın verilmesidir. 28-(1789-1807) III.Selim-Kayıplarla dolu Ziştovi ve Yaş Anlaşmalarını imzaladı.Nizam-ı Cedid Reformlarını yapmak istediğindeşeriatçıların başlattığı Kabakçı Mustafa İsyanı ile tahttan indirildi. IV. Mustafa tarafından öldürülmüştür. 29-(1807-1808) IV.Mustafa-Nizam-ı Cedidçilerden çok korktuğundantaraftarlarının görüldüğü yerde öldürülmelerini emretmişti.Yinede ancak 1 yıl hükümdarlık yaptıAlemdar Mustafa Paşa tarafından askeri darbeyle tahttan indirildi. 30-(1808-1839) II. Mahmud-Vukuatı en fazla olan padişahlardandır.İşe ağabeyi IV.Mustafa'yı öldürerek başladı. Dönemin diğer olayları;MoraSırpKavalalı İsyanları;donanmanın yakıldığı Novarin olayı;osmanlının kendi valileri ile savaşıpkaybetmeleri; Kaptan-ı Derya Ahmed Paşa'nın donanmayı olduğu gibi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya teslim etmesi;1826 yeniçeriliği kaldırma operasyonu sırasında kendi ordusundan 140bin kişinin kılıçtan geçirilmesiolarak sayılabilir.II.Mahmud'unBalkanlarda uyguladığı kanlı operasyonlar sonucunda Balkan Ayaklanması başladı.Dış baskılar gelince "Tanzimat Fermanı"ilan etmek zorunda bırakıldı. 31-(1839-1861) Abdülmecit-Dönemin önemli olayları..Tanzimat FermanıIslahat FermanıKırım Savaşı.. 32-(1861-1876) Abdülaziz-Karadağ İsyanı 1875 Balkan HareketlenmesiBelgrad'ın kaybı bu döneme denk düşer. Vukela Heyeti tarafından tahttan indirilmiştir. 33-(1876-1876) V Murad-İki rekoru vardır.En kısa tahtta kalma rekoru..sadece 3 ay. Tahttan indikten sonra en uzun yaşayan padişah..28 yıl.. Tahtı elinden alınan padişahlarımızdandır. 34-(1876-1909) II. Abdülhamit-31 Mart olayı 93 Harbi tam bir çöküntü olan Ayestefanos Anlaşması.. unutulmayanlar- dandır.KıbrısMısırTunusDoğu RumeliBosnaGirit kaybettikleridir.Zamanında ayaklanmaları önlemek için Filibe'de bolca katliamlar yapılmıştır. Batıya borçlar ödenmediğinden "Duyun-u Umumiye"ye kurmak zorunda kalmıştır.Mebusan kararıyla demokratik bir şekilde tahttan indirildi. 35-(1909-1918) Mehmed Reşad-bilinen bir cinayeti kayıtlarda yok 36-(1918-1922) Vahdettin-Vahdettin Osmanlının 36. tahttan indirilende 14. Padişahıdır.Kendileri tatlı canlarını kurtarmak için İngilizlere sığınmıştır.
Padişah olduğunu müjdelemeye gelen ağaların ayaklarına kapanıp aman dileyen ikna edilemeyince sürüklene sürüklene götürülüp padişah ilan edilen şehzâdelere gelelim lütfen.
Merhaba... Bu güzel şiire selam vermeden geçmek olmaz, dedim. Niyetim, şiirle sohbet için dönmektir.
Saygılarımla..
----------------------------
Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri okudum, demek yetmez. Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri anladım, demek şiiri çözmez. Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri çok beğendim, demek nezaket gereğidir. Ki bazen bu ikiyüzlülüğü de gizler. Bazı şiirler vardır ki; şairle okur arasında bir asma köprüdür. Bazı şiirler de vardır ki; sevdiğiniz biri, şu şiire bir göz at be, der. Siz de sadece bir göz atmak için uğrarsınız şiirin olduğu yere. Göz atarken kalbinizin şiiri de atmaya başlar. Bir şey çeker sizi, bir kelime ya da bir dize… Bu şiirle şairin ve okurun arasındaki kan bağıdır işte. Şiir… Şair… Okur… Bunlar birbirine yakın elamanlardır.
Dedim ya, bir dize çeker sizi… Yani, kalabalık bir kaldırımda yürürken, birden durursunuz ve ilginizi çeken bir şeyi görürsünüz vitrinin bir köşesinde. Onu incelemek için içeri girersiniz; alır evirir çevirir bakarsınız…
İşte bu vitrinde beni durduran iki dize; tek kişilik tarikat tek başına barikat
Şiirin teması şöyle dursun. Benim temasım anlatım şekliyledir. Ben beni bilirim; benim deliyle, veliyle, ellerin gülüyle işim olmaz.
Neyi anlattığınız elbette önemlidir; ama neyi nasıl anlattığınız daha önemlidir. Bazı sözcükler vardır bir dizeye öyle ağır gelir ki, sadece o dizenin değil, koca bir bölümün dengesini bozar; bazıları da hafif meşreptir, çok hafif gelir.
Şiirde öyle bir giriş var ki, sizi nezaketle karşılayan bir ev sahibi gibi. Girelim şimdi.
Yârin kolları narin/ gül açacak, güller açacak/ taşımaz nazenin dalları/ korkarım kırılacak yarın/ çağrılmadı ya saz meclisine. Üç sözcüklü bir dizede iki kelimede aynı sesle seslenmek her zaman bu kadar şık durmaz. Yârin …… narin/ Bu ilk dizedeki seslerin rahatsız etmemesini alt dizelerdeki beceriye bağlamaktan başka çare yok. (bana göre) Aynı ses, üçüncü dizede bu kez, …… nazenin ….. olarak ortaya geçmiş. Eğer bu sonda ya da başta olsaydı oldukça itici gelecekti. Çok rahat bir anlatımla, yani şiir deyimiyle, ıkınmadan yazılmış bir bölüm. Bu bölümün son dizesinde kullanılan –ya- bağlacının edindiği görev o kadar sadeleştirmiş ki anlatımı. Neden kırılacağını hatırlatma ve onaylatma görevini başarıyla yapmış. Ki bu şiirlerde rahatça kullanılan bir şey değildir. Bir de bu anlatımda benim edindiğim, gizlice bir dalga geçme unsuru var, gibi.
tek kişilik tarikat Sadece benim inancım ve benim yolum bu… tek başına direniş/ tek başına barikat.
Bu şiirin tamamını unutup, her hangi bir şiire bu üç dizeyi monte ederseniz, o şiiri kurtaracak kadar etkisi olur. Aslında şiirin iç acıtıcı bir yanını bir kenara bırakarak saraydaki bu manzarayı anlamak çok zor. Benim inandığım bir şey vardır ki, hükümdarlık hırkası için devletin bekası hep bahane edilmiştir. Ne yapalım ki böyledir!
Şunu söylemeden geçersem çatlarım. Bağlaçları tek bir dize olarak kullanmayı hiç haz etmem açıkçası. (Elbette bu benim düşüncemdir.)
ya bazen aşk hiç anılmaz Ya, Gidişlerde örneğin hiç unutulmaz.
Belki buradaki –ya-nın önündeki ve ardındaki zıtlıkları bağlamak için kullanılmasında büyük rol oynamıştır. Şunu anlamak mümkün; büyük harfle başlayan –Ya- bağlacı ve ardından gelen dizenin de büyük harfle başlaması, yani “Gidişlerde örneğin” dizesini parantez içi gibi sunulmuş olmasının bir nedeni olabilir. Burada tek dizede kullanılması, sanki bana kendinden öncekiyle ve kendinden sonrakiyle bir seçim yapılması gerekiyormuş hissini verdi. Bu sadece benim düşüncemdir… Asla şiirin özüne de sözüne de zarar vermez…
Sayın Şair, okudukça keyif aldım. (Yoksa, Borges haklı mı ne!) Bu şiiri bana işaret eden Sevgili Neslihan Yazıcılar’a da teşekkür etmem gerekir. Saygılarımla. Ve şiirle.
ÖmerNazmi tarafından 11/13/2008 9:30:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Şair, öncelikle etkin yorum için teşekkürler. Şiirde yorum ve gözlemi bilgim dâhilince paylaşmayı seviyorum. Övgü şairin kimliğinde şiiredir. Teşekkürlerimle. Bana şiiri öneren Neslihan Hanıma ve yorum beğenisiyle Güldane Hanıma da ayrıca teşekkürlerimi iletmek isterim.
Sayın Şair, öncelikle etkin yorum için teşekkürler. Şiirde yorum ve gözlemi bilgim dâhilince paylaşmayı seviyorum. Övgü şairin kimliğinde şiiredir. Teşekkürlerimle. Bana şiiri öneren Neslihan Hanıma ve yorum beğenisiyle Güldane Hanıma da ayrıca teşekkürlerimi iletmek isterim.
Şaşalı yılların izleri ve bir şehzadenin hayat kesiti günümüze taşınmış iyi de olmuş. Nasıl ki dilimizde hala Arapça Farsça kelime kullanımı varsa geçmişin izleri de silinmez yaftasında karalanır kara tahta. Şairde az karalamış azda övmüş şiiri dökmüş meydane hepsi birbirinden pervane…
Şair Mallarme’nin ressam Degas’ya dediği gibi, şiir, sözcüklerle yazılmaktadır. Sedat Ümran’ın yorumuyla büyük şiirler okuyucuları sarsandır, eğlendiren ve uyutan değil.
Şiirde sarsan yönler oldukça mevcuttu!
Şiir söze dayanan bir sanat olduğu gibi çağın ve sosyal biliminde çizgisinde yürür. Şiir hiçbir zaman gerilemez, gerileyen toplumlardır. Şiir dile egemen olurken şiir dilin gizini ve gücünü de simgeler. Dizelerde kullanılan beste isimleri ve o günkü yaşayışın aksettirdikleri şiire hem öyküsel bir akış vermiş geçişleri de imgeyle bağlamış anlağa.
Bu yüzden şiir usun ve ruhun yarattığı sözcükleri harmanlayarak sunan, dünyamızın vazgeçilmez edebi ürünleridir ki şairin hayal gücüne dayanır yaşamış mıdır şair o zamanı yaşamamıştır ama tezahür edebilir.
Şiirin özel bir yönü de diğer edebi ürünlerden duygulara daha çabuk hitap eden yönü olmasıdır. Okuyucu kısa ama yoğun olarak şiirin sahnesinde bulur kendini bu da şairin gücüdür.
Şiir anlağa değil, duyguya seslenir, kavranmaz yaşanır, yorumu çok doğrudur. Aynı zamanda şiir evrensel bir sanattır. Şiirde geçen benzetmeler güne uygulanan Post modern anlayışı da sunmuş günümüz Türkçesiyle.
Diğer diller arasındaki kelime ifadeleri farklı anlamlarla yüklüdürler, birebir anlamı veremeye bilmektedirler. Ne var ki şiire tarihe ya da yaşam içinde ünlenmiş kişi karakterleri şiiri canlandırır.
ha Bodrum Hakimi
ha Neslihan Yargıcı
Üçüncü Selim vb.
İmpuls iç itilimi (psikolojide açlık, susuzluk gibi bir ihtiyacın karşılığı) ile içimizdekiler dökülmek ister; işte şiir burada devreye girer. Ve şair hayatın farklı yönlerini özellikle yazılmamış olanı ya da ilgi alanını kaleme alır. Ya da bazen tarihi bile değiştirmek ister bu şiir bu anlatımıyla da başarılıdır.
“Desenize bu gece de,
Tekirdağ, beyaz üzüm süzmesi
kaçacak delik arayacak yine
hanemizde.” Şiir burada sakiliğini yapmış memleketime has beyazıyla…
Şiirler tarihin iz sürümleridir! Yıllar sonrasına kalan belgedirler. Birde bu diziler İncil baplarında “mızıkacı başı “ bölümlerini anımsattı bana, bu anlatımlar hem şiirsel hem şarkı ezgilidir. Şiirde akıcılık, aforizmalar hayata dair bu sıkıntıyı taşıyan bilgi ve araştırmaya dayalı olduğu belli emektir çünkü bunlar.
Tekrar tebriklerimle. Saygılarımla.
Şiirle…
Neslihan YAZICILAR tarafından 11/14/2008 2:33:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
Neslihan YAZICILAR tarafından 11/14/2008 2:37:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
diren gönlüm derdik kandırırdık kendi yüreğimizi ve oturup ağlardık kimseler görmeden.. yüreğin dervişçe bir asaya tutunması bir abaya sarılması ve set kurduğunda hayatın cümlesine biraz kırılıyordu umudumuz..... ************************* "Kırmızı gülün ali var
alif dedim ba dedim
İstanbul İstanbul olalı
bülbülüm altın kafeste
merak etme sen
aman… Ormancı.
*Fazlasında gözüm yok hiç Dünya malı en nihayet Ne ağır kayıplar verdik lakin Kopmadı ya kıyamet
Gerisi teferruat oluyor bu gece
ha Bodrum Hakimi
ha Neslihan Yargıcı" **************************** bir şimşirlik odasında ölümü beklemek altın kafeste mahküm olmak bir şehzadenin dünyasından bakmak ne kadar hüzünlü şaiirim... dile kolay sarayda bir oda...kafes...(şimşirlik) taşların gece yarılarında kudurmuş ayak sesleri.. her saat bir çığlık her an bir cinnet... pay-i tahtta yok gözümüz demek bile çare değil
ve odalığı bir çerkez kızının dizlerinde çocukça ağlamak...
tarihin derinliklerinde bir seyahat ettim sevgili şair... bizi nerelere götürdünüz... çümbüş,kanun ve ud ve sultan-i yegah bir fasıl... delirmişiliğin bir diğer adı ölüm... cinnet... yüreğine sağlık... sevgiler saygılar şairim...
sevgili dostum Bu gece bir rüyayı şiirle karıştıracağım sonra da uyanamayıp işe geç kalacağım atılacağız bu gidişle umarım bana bir iş bulursun oralarda
Ya canım dostum bu kadar güzel şiir bir kerette yazılır mı okumaya doyamadım şimdi yatıyorum ama dediğim gibi belki de bir rüya olarak kalacak belleğimde Zaten harem de inanamadığımız bir rüya bölümü değilmiydi şanlı tarihimizin
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.