Bir peşin hükmü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zordur. - einstein
erolgürcan.
erolgürcan.

bu gece

Yorum

bu gece

23

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

8127

Okunma

bu gece

bu gece























yârin kolları narin
gül açacak, güller açacak
taşımaz nazenin dalları
korkarım kırılacak yarın

çağrılmadı ya saz meclisine.









oysa,
tek kişilik işret benimkisi
tek kişilik tarikat
ve bu sofra
tek başına direniş
tek başına barikat








fesat odalıklara inanma sakın
bu sarayın
car-ı ye(k)liklerinde bekletme beni








ve sen henüz atmadın son zarını
kapatma yüzüme kapılarını

yâr… Gele…









sadakatte kusur olmaz Sultan’ım
dersaadet’ deyim yerindeyse bu akşam, huzurda
çağıracak birazdan Üçüncü Selim
nedir bu sazkâr makamının bize ettiği zulüm








nerde Devlet-i Osman-i,
neresine yapılacak yol geçen hanı
serhat-ı- harap şehirlerimiz
asitane’de dâhil
tekmil-i birden
zat-ı şahane’nin yüzüne
konuşulacak








ve nezaketteyim bu akşam
el- aman…









dost gördük düşman gördük alıştık haliyle
direndik istikbal hayaliyle
hayat biraz da tesadüf
bu yüzden, insan daha çok sevişmeli yâriyle












paşa gönlüm ne isterse getirin
veya, hiç zahmet buyurmayın
ben de bulabilirim yolumu tek başıma
kapıya kadar
lütfen koluma girmeyin… Sherry
gönül alıcı sözler söylemeyin
giderken infazıma










tek hecelik, bir gecelik söylencedir,
ya bazen aşk
hiç anılmaz

ya,

gidişlerde örneğin
hiç unutulmaz










hayatın orta sahasındayım şu sıralar
bir ihtimal,
beni yarın beklemeyin
yarin kolları narin
korkarım kırılacak yarın










dallarında ferahnaz çiçekler
hanımelleri,
saçlarıma değecek geçerken,
biraz mahçup gözleri

görmek istemiyorum zinhar!
menekşenin gözlerindeki rengi









yine akşam oldu işte Mahpeyker’im
sen beyaz ve keten örtümsün hayatıma örttüğüm
kolalı ve lekesiz
şiir defterimiz oluyor yine peçete
huzurlarda üç türlü meze, şayeste

dün, bugün, yarın










ayın yarısını böldük
soğutuluyor kuyularda.
yarısı yemelik
yarısını semaya saldık
seyirlik

keyfimizce...










desenize bu gece de,
tekirdağ, beyaz üzüm süzmesi
kaçacak delik arayacak yine
hanemizde









üzüm üzüm üzülmeden
ve fazla direnmeden
kendisinden vererek
kendisinden geçerek








ömür geçiyor güzelim hadi kalbini dinle
esas işimiz yaşamak olmalı ille de ille.









saçları ağarmıyor gamsız sabahların
gözleri ağlanmıyor basireti bağlanınca
ta ki birkaç ışığı unutulmuş yanık
birkaç hicranlı şarkısı olan
bir kadına varınca








kırmızı gülün ali var
alif dedim ba dedim
İstanbul İstanbul olalı
bülbülüm altın kafeste
merak etme sen
aman… Ormancı









fazlasında gözüm yok hiç
dünya malı en nihayet
ne ağır kayıplar verdik lakin
kopmadı ya kıyamet










gerisi teferruat oluyor bu gece
ha Bodrum Hakimi
ha Neslihan Yargıcı









sarı zeybek
sarı leblebi
sarı kurdelem sarı
sarışın bir kadın gibi sevdim seni
sarıver ordan beni,

ah...selanik.




































17 yıl her gece boğulmayı bekleyen
bir Şehzadenin 34 yaşıdır ölüm.
gece+ gündüz.










*nezaket / SEZEN AKSU/günce koral

















Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu gece Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bu gece şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bu gece şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
beren yılmaz
beren yılmaz, @berenyilmaz
18.5.2014 23:39:59
5 puan verdi
kendimi hoş bir gösteri salonunda şiir ve dans göstersinde gibi hissetim:) çok hoş çarpcı şiir ve resimve müzik çok uyumlu .tebriğimle :)şair..
gül peri
gül peri, @gulperi
21.1.2009 23:56:02

Bu mükemmel çalışmayı canı yürekten kutluyorum.
Selam sevgiler saygılar
Hasan Tan
Hasan Tan, @hasantan
29.12.2008 22:26:44
Çok güzel bir şiir okuduğumun farkındayım..

Sağı solu kafiyeli dizelerde, kinayelerde, taşlamalarda hatta telmihlerde duraladım. Şiire yorum yazıp yazmama arasında gelgit yaşamama rağmen, bu güzel şiiri yazdığı için, en azından şairine teşekkür etmek istedim.. Çünkü şiirde bir insan bakışı, dahası aydın bir bakışı ve en önemlisi de erdemli ve şair ve aydın bir insan bakışı var..

Aydın, şair falan derken aklıma Cemil Meriç'in aydın tanımı da gelmiş oldu, paylaşım adına;
''Aydın olmak için önce insan olmak lazım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını ,aydın yapan: 'uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatın bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.''

Şiirde kalabalık bir senfoni var, tek kişilik bir terennümden oluşan kalabalık bir senfoni.. Hayatın dolayımından, hem de tarihi esintilerle bezenmiş bir terennüm.! Şarkılarla, türkülerle harmanlanmış.. akmış gelmiş bir şiir. Kurgulanmış da olsa, bir çırpıda da yazılmış olsa, kesin olan bir şey var; harika bir ifade ediş var. Bu da elbette şairinin başarısıdır.
-----Şiirde kullanılan dil olgunluk ve asalet örneğidir.

Ve en önemlisi şair, diliyle, kelime dağarcığıyla, içinde bulunduğu yaşamla; cegisiyle, sevgilisiyle ve dahi tarihiyle bir Rezonans* halindedir.. Neyin peşinde olduğunu bilerek konuşan, şiir yazan biridir.

Daha uzun sohbet etmek isterdim bu şiir ve şairiyle ama ayaklarım üşüdü, bir de serde hüzün var bu akşam.. Belki başka bir şiirle şair..
Selam ile.

(Rezonans:"ardarda gelen titreşim hareketlerinin birbirini etkilemesi olayı)

Hasan Tan tarafından 12/29/2008 10:37:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
nene hatun
nene hatun, @nenehatun
26.12.2008 20:57:48
Öncelikle toynak dostumuzun adınıza yazılmış
şiirnden bilgi sahibi oldum hakkınızda.

Doğru şiirde devrim yapmışsınız.

Yürek dolusu sevgi ve saygımla.
meselci 3
meselci 3, @meselci3
29.11.2008 11:38:22
sarı zeybek

sarı leblebi

sarı kurdelem sarı

sarışın bir kadın gibi sevdim seni

sarıver ordan beni,

Selanik.


bir destansı şiir
OKUDUM
...
Serdar Keskin
Serdar Keskin, @serdarkeskin
21.11.2008 03:06:47
bir kere okumayla geçilecek bir şiir değil...güzel demek yetermi bilmem ama güzeldi...şiirdi...şarkılardan geçmiş usulca işlenmiş...kaleminize sağlık üstadım...
şahan çoker
şahan çoker, @sahancoker
20.11.2008 01:46:59
şiiri görünce korktum incitmekten kendimi..gece geç adam hasta..sonuna kadar okudum yinede..harika tablolar var..deli sözler bazı yerlerinde..bu yorumu yorumdan saymıyorum.yine bekleyiniz gelecem ve bu şiirle baya bir haşır neşir olacam

harika bir çalışma
saygılarımla
dağ gülü
dağ gülü, @daggulu
19.11.2008 17:54:28
sarı zeybek

sarı leblebi

sarı kurdelem sarı

sarışın bir kadın gibi sevdim seni

sarıver ordan beni,

Selanik.

Ben bana düşeni aldım, bu dizeler yeterli, hepsini almış içine; kutlarım üstad ne güzel anlatımdı öyle, haz aldım okurken sanki koskaca bir tarih yatıyordu sayfanızda...öylesine çıplak ki! bir an üstünü örtmeyi düşündüm, aman elalem ne der diye görüpte!
saygılarımla
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik), @saban-aktas-homerotik
18.11.2008 19:11:11

Fesat odalıklara inanma sakın

bu sarayın

Car-ı yekliklerinde bekletme beni ,

yâr… Gele…

......................................................GEÇ KALDIM AMA OKUYUNCA BİR OKADAR MUTLU OLDUM.

YAR GELE;DAR KURANA DAR GELE...SAYGILAR DEĞERLİ ŞAİRİM
Eyüp Yıldızhan
Eyüp Yıldızhan, @eyupyildizhan
15.11.2008 03:24:26




Görmemezlikten gelinesi değil.

Sonra, sakin bir ziyareti hak eden bir çalışma..


Merakım kalsın..


Sedat_ERDOGDU
Sedat_ERDOGDU, @sedat-erdogdu
14.11.2008 20:52:03
güzel bir şiir okudum arkadaŞIM, kaleminize sağlık... saygılar
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
14.11.2008 20:06:25

şiirinizi ilk defa okudum.. özel bir kişilik ve harika özel dizeleri ...
şair belli ki müzikle haşır neşir ...( sanırım sanatı bunlarla da sınırlı değil )
kutlarım orijinal çalışmalarınızı değerli şair...
sevgim saygım selamlarımla...
Etkili Yorum
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
13.11.2008 18:41:50

Evet gelelim, Geldim Erol :))

Osmanlıda şehzadeler yani padişahların oğulları ister sarayda normal hayatlarını yaşasın ister hücrelerde yaşasın onlar tahttaki padişah için birer potansiyet tehtit unusurları olduğundan dolayı padişah rahat uyusun diye tüm kardeşleri ve oğulları zabt-ı rapt altında tutmaları gerekiyordu ve bununda bir tek yolu vardı o da ya imparatorluklarından uzak eyaletlere göndermek ya da yanıbaşlarındaki zindanlarda güvenli bir şekilde korumaktı.Şimdi gelelim bizim şu sürüm sürüm süründürülen şehzadelerin acıklı öykülerine ;

---Herkesin de bildiği namı değer Dersaadet'in Fatihi Fatih Sultan Mehmet, tahta çıkar çıkmaz henüz kundakdaki kardeşi Ahmet'i boğdurarak öldürdü.
---1,5 yıl tahtta kalan 1.Mustafa, 25 yaşında olan erken bunamış delikanlı bir deliydi.Kaybettiği yalnız akli dengesi değildi.Kafeste iken zaman zaman yanına konan kızların hepsi ondan bakire olarak çıkmışlardı.Dimağında hatıra ve bilgi adına hiç bir nakış yoktu.Adını bile güç hatırlıyordu.Kalabalıktan ve yüksek sesten korkuyordu.Hiç konuşmuyordu.Ağzından ender olarak '' gel-git, al-ver, ekmek-su'' gibi iki heceli emirler çıkıyordu.Yüzünde hiç bir haz belirtisi yoktu.1.Mustafayı bu hale getire işte o aptalca bu taht kavgaları idi.
--Ve en ilginç padişahlarımızdan biri de Deli İbrahim olmuştu.Bu haliyle 8 yıl 6 ay padişahlık yaptı.Hareminde 500'ü aşkın cariyesi varmış ve çok sevdiği Ermeni cariyesine tımar olarak Şam Eyaletinin gelirini verinvce buna çok kızan Kösem Sultan sarayda verdiği bir eğlencede kızcağızı Haremağalarına boğdurtup Padişahada ''çok fazla yemekten dolayı çatladı '' demiş ve tabi bizimki de deli olduğu için buna inanmış...

Ya ben nedense bu boncuklu deli İbrahime çok gülüyorum, ayyy gülmekten yazamıyorum Erol, ben biraz ara vereyim, tekrar geliyorum:))))))))))

Geldim yine:))

---Yavuz Sultan Selim tahta çıktığında saltanatı uğruna aile çevresinde kendisine rakip olacak tüm erkekleri öldürtüyor.
---Hele ''İki Cihana Padişa'' dediğimiz Kanuni Sultan Süleyman oğlunu hem öldürttürüyor hem de bunu bizzat seyrediyor cellatlar kendisine yalan söylemesin diye...
---3.Mehmet 19 erkek kardeşini öldürtüyor ve ardından da 21 yaşındaki oğlu şehzade Mahmut'u öldürtüyor.
---2. Osman şehzade Mehmet'i, 4. Murat üç kardeşini öldürtüyor taht için ..

böyle uzayıp gidiyor liste Erol..

ve vu şehzadelerden bazıları hala yaşıyormuş ve şöyle diyorlarmış '' Mustafa Kemal'in sayesinde biz yaşıyoruz ve şu anda sarayda oturuyor olmayı asla istemezdik çünkü Osmanlı prensi ya da şehzade olmak uzun bir süre, ölüme davetiye çıkarmak gibi bir şeydi. Fatih bir yasa çıkarmıştı, "Kamu düzenini sağlamak için padişah kardeşini bile öldürebilir," diye. Ve sonun da öldürüyordu da '' .. Yani görüldüğü üzere onların yaşamları hep acı ve işkencelerle geçmiş her ne kadar devletin üst kademelerinde oluyor da olsalar ölüm kimsenin hakkı olmamalı bence ..
Ve şiirinde dikkatimi çeken bir konu da bunu yine müzik eşliğinde sunuyor olman . Şiirdeki müziklerin hepsine baktım nerdeyse hepside Selanikten kopup gelmişler ama ben en çok Sezen'in '' Biraz Nezaketen '' parçasını sevdim ve dinliyorum da şu an :)))

tekrar sevgiler Erol...





Guldane Dal tarafından 11/13/2008 8:24:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gürsel Cengiz
Gürsel Cengiz, @gurselcengiz
13.11.2008 16:45:06



emeğe

dizelere

şaire

ve yüreğe selam olsun........serhat şehri Edirnemden........
Bilge SEL
Bilge SEL, @bilgesel
13.11.2008 16:12:48

Bursa' da sular kesilince şiir mi akıyor musluklardan acep...
şair şiirin musluğunu açık unutmuşsun fatura kabarık gelecek...

:)

şaka bir yana, güzel bir şiir okudum.

KUTLARIM

sevgiyle
saygıyla
dostlukla

perdono
perdono, @perdono
13.11.2008 15:35:20
Şiirin dönüşümlü,dinamik ve dikey yapısı son derece ilgi çekici.
Tebrik ve saygılarımla





perdono tarafından 11/13/2008 3:37:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
13.11.2008 14:02:19
Sevgili Erol şiirinde yine bir sürü konulara değinmişsin ama ben sondan alıp başa doğru gideyim dedim bu defa , terslik bu ya :))) Son deyince Bodrum Hakimi dikkatimi çekti tabi, sen her ne kadar gerisi teferruat desen de aslında şiirindeki anlam ayrıntılarda gizli bence..Ne diyorlar Mefaret hanım için üzerine yakılan türküde ;

Bodrumlular erken biçer ekini
Feleğe kurban mı gittin Bodrum Hakimi
Nasıl astın Mefaret hanım kendi kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

diye devam ediyor türkü ama Mefaret hanımın hayat hikayesi de bir ilginç deyip ben de fazla teferruata girmiyeyim bu sefer:))) ve tabii siyahlar içinde bir kadın, Neslihan teyze:)))


Sevgilerimle Erol şimdilik...




Guldane Dal tarafından 11/13/2008 2:16:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
ÖmerNazmi
ÖmerNazmi, @omernazmi
13.11.2008 13:35:27
Merhaba...
Bu güzel şiire selam vermeden geçmek olmaz, dedim.
Niyetim, şiirle sohbet için dönmektir.

Saygılarımla..

----------------------------

Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri okudum, demek yetmez.
Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri anladım, demek şiiri çözmez.
Bazı şiirler vardır ki; ben bu şiiri çok beğendim, demek nezaket gereğidir. Ki bazen bu ikiyüzlülüğü de gizler.
Bazı şiirler vardır ki; şairle okur arasında bir asma köprüdür.
Bazı şiirler de vardır ki; sevdiğiniz biri, şu şiire bir göz at be, der. Siz de sadece bir göz atmak için uğrarsınız şiirin olduğu yere. Göz atarken kalbinizin şiiri de atmaya başlar. Bir şey çeker sizi, bir kelime ya da bir dize… Bu şiirle şairin ve okurun arasındaki kan bağıdır işte.
Şiir… Şair… Okur…
Bunlar birbirine yakın elamanlardır.

Dedim ya, bir dize çeker sizi…
Yani, kalabalık bir kaldırımda yürürken, birden durursunuz ve ilginizi çeken bir şeyi görürsünüz vitrinin bir köşesinde. Onu incelemek için içeri girersiniz; alır evirir çevirir bakarsınız…

İşte bu vitrinde beni durduran iki dize;
tek kişilik tarikat
tek başına barikat

Şiirin teması şöyle dursun.
Benim temasım anlatım şekliyledir.
Ben beni bilirim; benim deliyle, veliyle, ellerin gülüyle işim olmaz.

Neyi anlattığınız elbette önemlidir; ama neyi nasıl anlattığınız daha önemlidir.
Bazı sözcükler vardır bir dizeye öyle ağır gelir ki, sadece o dizenin değil, koca bir bölümün dengesini bozar; bazıları da hafif meşreptir, çok hafif gelir.

Şiirde öyle bir giriş var ki, sizi nezaketle karşılayan bir ev sahibi gibi.
Girelim şimdi.

Yârin kolları narin/ gül açacak, güller açacak/ taşımaz nazenin dalları/ korkarım kırılacak yarın/ çağrılmadı ya saz meclisine.
Üç sözcüklü bir dizede iki kelimede aynı sesle seslenmek her zaman bu kadar şık durmaz.
Yârin …… narin/ Bu ilk dizedeki seslerin rahatsız etmemesini alt dizelerdeki beceriye bağlamaktan başka çare yok. (bana göre)
Aynı ses, üçüncü dizede bu kez, …… nazenin ….. olarak ortaya geçmiş. Eğer bu sonda ya da başta olsaydı oldukça itici gelecekti.
Çok rahat bir anlatımla, yani şiir deyimiyle, ıkınmadan yazılmış bir bölüm. Bu bölümün son dizesinde kullanılan –ya- bağlacının edindiği görev o kadar sadeleştirmiş ki anlatımı. Neden kırılacağını hatırlatma ve onaylatma görevini başarıyla yapmış. Ki bu şiirlerde rahatça kullanılan bir şey değildir. Bir de bu anlatımda benim edindiğim, gizlice bir dalga geçme unsuru var, gibi.

tek kişilik tarikat
Sadece benim inancım ve benim yolum bu…
tek başına direniş/ tek başına barikat.

Bu şiirin tamamını unutup, her hangi bir şiire bu üç dizeyi monte ederseniz, o şiiri kurtaracak kadar etkisi olur.
Aslında şiirin iç acıtıcı bir yanını bir kenara bırakarak saraydaki bu manzarayı anlamak çok zor.
Benim inandığım bir şey vardır ki, hükümdarlık hırkası için devletin bekası hep bahane edilmiştir.
Ne yapalım ki böyledir!

Şunu söylemeden geçersem çatlarım.
Bağlaçları tek bir dize olarak kullanmayı hiç haz etmem açıkçası. (Elbette bu benim düşüncemdir.)

ya bazen aşk
hiç anılmaz
Ya,
Gidişlerde örneğin
hiç unutulmaz.

Belki buradaki –ya-nın önündeki ve ardındaki zıtlıkları bağlamak için kullanılmasında büyük rol oynamıştır. Şunu anlamak mümkün; büyük harfle başlayan –Ya- bağlacı ve ardından gelen dizenin de büyük harfle başlaması, yani “Gidişlerde örneğin” dizesini parantez içi gibi sunulmuş olmasının bir nedeni olabilir. Burada tek dizede kullanılması, sanki bana kendinden öncekiyle ve kendinden sonrakiyle bir seçim yapılması gerekiyormuş hissini verdi.
Bu sadece benim düşüncemdir… Asla şiirin özüne de sözüne de zarar vermez…

Sayın Şair,
okudukça keyif aldım. (Yoksa, Borges haklı mı ne!)
Bu şiiri bana işaret eden Sevgili Neslihan Yazıcılar’a da teşekkür etmem gerekir.
Saygılarımla.
Ve şiirle.




ÖmerNazmi tarafından 11/13/2008 9:30:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Neslihan YAZICILAR
Neslihan YAZICILAR, @neslihanyazicilar
13.11.2008 13:34:54
Erol Bey,

Şiirde uzunluk yorar ama anlatım düzgün olunca yormamış...
Farklı bir sunumla gelmiş dizeler, Türk müziğinin ezgileriyle süslenmiş.

Beğenimle
Şiirle...
(Yoruma ekleme yapacağım daha sonra)

...................................................................................
yorum devamı/...

Şaşalı yılların izleri ve bir şehzadenin hayat kesiti günümüze taşınmış iyi de olmuş.
Nasıl ki dilimizde hala Arapça Farsça kelime kullanımı varsa geçmişin izleri de silinmez yaftasında karalanır kara tahta.
Şairde az karalamış azda övmüş şiiri dökmüş meydane hepsi birbirinden pervane…


Şair Mallarme’nin ressam Degas’ya dediği gibi, şiir, sözcüklerle yazılmaktadır. Sedat Ümran’ın yorumuyla büyük şiirler okuyucuları sarsandır, eğlendiren ve uyutan değil.

Şiirde sarsan yönler oldukça mevcuttu!



Şiir söze dayanan bir sanat olduğu gibi çağın ve sosyal biliminde çizgisinde yürür. Şiir hiçbir zaman gerilemez, gerileyen toplumlardır. Şiir dile egemen olurken şiir dilin gizini ve gücünü de simgeler. Dizelerde kullanılan beste isimleri ve o günkü yaşayışın aksettirdikleri şiire hem öyküsel bir akış vermiş geçişleri de imgeyle bağlamış anlağa.

Bu yüzden şiir usun ve ruhun yarattığı sözcükleri harmanlayarak sunan, dünyamızın vazgeçilmez edebi ürünleridir ki şairin hayal gücüne dayanır yaşamış mıdır şair o zamanı yaşamamıştır ama tezahür edebilir.

Şiirin özel bir yönü de diğer edebi ürünlerden duygulara daha çabuk hitap eden yönü olmasıdır. Okuyucu kısa ama yoğun olarak şiirin sahnesinde bulur kendini bu da şairin gücüdür.


Şiir anlağa değil, duyguya seslenir, kavranmaz yaşanır, yorumu çok doğrudur. Aynı zamanda şiir evrensel bir sanattır. Şiirde geçen benzetmeler güne uygulanan Post modern anlayışı da sunmuş günümüz Türkçesiyle.

Diğer diller arasındaki kelime ifadeleri farklı anlamlarla yüklüdürler, birebir anlamı veremeye bilmektedirler. Ne var ki şiire tarihe ya da yaşam içinde ünlenmiş kişi karakterleri şiiri canlandırır.

ha Bodrum Hakimi

ha Neslihan Yargıcı

Üçüncü Selim vb.


İmpuls iç itilimi (psikolojide açlık, susuzluk gibi bir ihtiyacın karşılığı) ile içimizdekiler dökülmek ister; işte şiir burada devreye girer. Ve şair hayatın farklı yönlerini özellikle yazılmamış olanı ya da ilgi alanını kaleme alır. Ya da bazen tarihi bile değiştirmek ister bu şiir bu anlatımıyla da başarılıdır.

“Desenize bu gece de,

Tekirdağ, beyaz üzüm süzmesi

kaçacak delik arayacak yine

hanemizde.” Şiir burada sakiliğini yapmış memleketime has beyazıyla…

Çalmış Selanik davulları şehzadenin kısıtlı hayatına…

Şiirler tarihin iz sürümleridir! Yıllar sonrasına kalan belgedirler.
Birde bu diziler İncil baplarında “mızıkacı başı “ bölümlerini anımsattı bana, bu anlatımlar hem şiirsel hem şarkı ezgilidir.
Şiirde akıcılık, aforizmalar hayata dair bu sıkıntıyı taşıyan bilgi ve araştırmaya dayalı olduğu belli emektir çünkü bunlar.

Tekrar tebriklerimle.
Saygılarımla.

Şiirle…




Neslihan YAZICILAR tarafından 11/14/2008 2:33:11 AM zamanında düzenlenmiştir.

Neslihan YAZICILAR tarafından 11/14/2008 2:37:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
Toynak
Toynak, @toynak
13.11.2008 10:44:56
Oysa,

tek kişilik işret benimkisi

tek kişilik tarikat.

Ve bu sofra

tek başına direniş

tek başına barikat."
*********************

diren gönlüm derdik
kandırırdık kendi yüreğimizi ve oturup ağlardık kimseler görmeden..
yüreğin dervişçe bir asaya tutunması
bir abaya sarılması
ve set kurduğunda hayatın cümlesine
biraz kırılıyordu umudumuz.....
*************************
"Kırmızı gülün ali var

alif dedim ba dedim

İstanbul İstanbul olalı

bülbülüm altın kafeste

merak etme sen

aman… Ormancı.







*Fazlasında gözüm yok hiç
Dünya malı en nihayet
Ne ağır kayıplar verdik lakin
Kopmadı ya kıyamet



Gerisi teferruat oluyor bu gece

ha Bodrum Hakimi

ha Neslihan Yargıcı"
****************************
bir şimşirlik odasında
ölümü beklemek
altın kafeste mahküm olmak
bir şehzadenin dünyasından bakmak
ne kadar hüzünlü şaiirim...
dile kolay
sarayda bir oda...kafes...(şimşirlik)
taşların gece yarılarında kudurmuş ayak sesleri..
her saat bir çığlık
her an bir cinnet...
pay-i tahtta yok gözümüz demek bile çare değil

ve odalığı bir çerkez kızının dizlerinde
çocukça ağlamak...

tarihin derinliklerinde bir seyahat ettim sevgili şair...
bizi nerelere götürdünüz...
çümbüş,kanun ve ud
ve sultan-i yegah bir fasıl...
delirmişiliğin bir diğer adı ölüm...
cinnet...
yüreğine sağlık...
sevgiler saygılar şairim...



bluecould
bluecould, @bluecould
13.11.2008 02:56:29
tebrikler.....yürekten kutlarım şair....saygımla...
Hilmi YAZGI
Hilmi YAZGI, @hilmiyazgi
13.11.2008 02:22:10
ne güzel
tüm makamlardan geçip gidiyorduk

çok çabuk bitti bu şiir...
kardanadam
kardanadam, @kardanadam
13.11.2008 02:19:47
sevgili dostum
Bu gece bir rüyayı şiirle karıştıracağım
sonra da uyanamayıp işe geç kalacağım
atılacağız bu gidişle
umarım bana bir iş bulursun oralarda

Ya canım dostum bu kadar güzel şiir bir kerette yazılır mı
okumaya doyamadım
şimdi yatıyorum ama dediğim gibi
belki de bir rüya olarak kalacak belleğimde
Zaten harem de inanamadığımız bir rüya bölümü değilmiydi şanlı tarihimizin

sevgilerimle
yürekten kutluyorum
iyi geceler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.