DEDİ Kİ I(Adı K.) Dedi ki: “Kalem ile çıkmaz sokaklara kapı çizilemiyor biliyor muydun ? Yârin zülüfleri kokusunu yaysın diye bir küçük rüzgar soru sormayan Uçurtmanın kopmuş ipine sağlam bir düğüm çizilemiyor yüksekten korkmayan Gemilere fazladan birkaç küçük sandal köpüklerle yarışan Kalem ile ömrün avuç içlerine bir Kadın çizilemiyor biliyor muydun yaralanmaktan korkmayan ? “ (Adı Z.) Dedi ki: “Çift kişilik yataklar ikinci tekil şahıs yoksa sokar ıssızlığı insanın g/özüne Sarılacak bir yalan ararsın yahut herkesin kafasını eğip kabul edeceği bir bahane Ne mümkün avaz avaz yırtmak kendini Elinde tutarken Kiramen Katibin günah kalemini Susup kabullenmek dersin en iyisi (mi ?) Jilet keskinliğinde olmasaydı dili Belki …” (Adı R.) Dedi ki: “Bir mezara yatırdılar beni ve örtmeyi unuttular üzerimi -belki utandılar- Ne kadar yalvarsam da sorgudan önce bir yıldız düşsün diye üzerime Düşsün de kapatsın gözlerimi Düşmedi... Görmediler sanırım -ya da işleri vardı- Ben de uyandım…” (Adı A.) Dedi ki: "Şairler şiir dökmekten vazgeçmeli sevgilinin üstüne ve coplarına sarılıp durmaktan kolluk kuvvetleri Tespih dağılmaktan vazgeçmeli Ağaçlar yağmura sırtını dönmekten Kabuslar da gözlerini kapatanlara üşüşmekten Vazgeçmeli kadınlar utandıkları için çığlık atmaya direnmekten…” Özgür SARAÇ/Râzı 17042020Denizli |