Soru sormayın bana
Soru sormayın bana cevaplarım hep yanlış
kaçamadım, düştüm ben, yollara düşemedim Onun için burdayım başka bir sebebi yok Ömrüm dağıldı gitti yaşım kaç bilmiyorum. Irmağımın gümrahı çok eskilerde kaldı Durgun bir göl gibiyim bırakın dinleneyim Küçük bir taşın bile yarattığı halkalar Gövdemi acıtıp da kıyıma ulaşmıyor. Soru sormayın bana ben zaten bir soruyum Beni cevaplamayın çözülürsem biterim Çok değiştim bakmayın mümkünse tanımayın Camdan bir kalkan ile taş yağmurundan geldim Ben bu dağı aşarım dağlığını korusun Sonradan iki avuç toprak ile kalmayım çok yollar yürüdüm ben çok kentler tarih oldu İnadıma kadimim tek sermayem kalbimdir. Soru sormayın bana cevabım ateş olur İçim de bir kent yanar dumanı sizi boğar Selameti yok artık sabrım sonuna yaban Öfkemin toprağına su veriyor direncim. Tasalanmasın kimse tazelerim kendimi Filize durur kalbim bereketim olur aşk Rüzgara dağılsam da toprağıma sağlamım Gelir hasat zamanı toplarsınız ömrümü. Barış Çelimli |
dolu dolu
hasret yüklü dizeler
gemi gibi salındı geçti gözümün önünden
limandan seyreder gibi
daim olsun kaleminiz
sevgilerimle