Bakmak, Görmek,Yaşamak
Hasseten anlamıyorum çoğu yaşanılanı
Nerede ilerleme, nerede artış,nerede kar Dil dediğin var ya, o dümensiz yılanı Taşırır riyalar,kof sözler,bananeler Kalır gerisinde hayatın enkazı. Ne de latif huylar, güzide duruşlar var oysa İnsanlar herşeye rağmen hoşgörülü olsa Paylaşalım desek varsa dertleri, gelsin alayı Belki bir zaman, şu banal hayatımız renkleniverir Yüzler de güler en doğalından,sanki düğün halayı... Nereye koşuyor aceleyle insanlar,bu ne sıkıntı? Eminim herbirinde var anlamsız bir kuruntu Hayat dediğin öyle hoyrat değildi, biz yaptık öyle Sanki savruldu insanlık apansız, dağıldı her köşeye Yıllar geçti sinsice, mutluluklarsa avuntu. Kendine ışık olanlar, buldular doğru yolu Karanlığı sevenler gülmezler ömür boyu Ya ışık olmalı hayata ki aydınlasın karanlık Ya da koşmalı ona, bu da bir bahtiyarlık. Parola ileriydi, evrilmeliydik güzele Düşmemeliydi onur, cansız bedenlerse yere Yaşamadan yitiyor, hayatlar birer birer Nemalanan asiller, kör ve sağır nedense. Beşeriyet ağacı sevgiyle yoğrulmuştu İnsanlar aynı kökten, aynı özden doğmuştu Unutuldu güzellik; sevgi, vefa,.. müzelik Doğrusu bu çirkeflik, nutkumuzu dondurdu. Sorgulamalı yeniden, korkmadan, çekinmeden Bize sunulan hayat, bir diyet istemeden Kötü olmak ne kolay, seçim bile değil o Şimdi tüm nefislere gerekli bir ambargo... Seven için zor yoktur, yokuşlar düzdür ona Görmesini bilene, dağda kar su aslında Neye baktığın değil, neyi gördüğün asıl Güzeli görmek için yürek yeter her kula. Oğuzhan KÜLTE |
Kutladım yazan yüreğini ve eserini
Gönlüne, ömrüne bereket
Allah'a emanet olasın, sağlıcakla kalasın