SARMALNasıl da büker boynu elemler bilir misin? Eklendikçe yenileri bir dibe batıştır bu Uyku aranmaz, yemek içmek bir rutindir Hale vuran mührü duygulardaki yüktür. Bedenlerimiz vardı ya akıl, fizik, ruhsalı Nasıl da beslenirdi o üçüncü, hep masalsı Pamuk şeker, topaçlar, çember ve bilye Bir silsilesiydi bu akışta hem de neşeyle. Büyüdükçe azalmadı bunalım, arttı giderek En yakınların menfaat uğruna sanki engerek Kimseler bilemedi, bilemez de haddi nedense Bir girdap içindeyiz topyekün sürüklenerek. Dilerse taşı sık kuvvetle, akılca ol cevval Hatta kütüphaneler dolusu madalya da al Onlar veremeyecek bil ki özlenen şevki Mutluluğa hasret duyansa ruh bedenindi. Başkalarının düştüğü durum bizden değil mi? Neden onlara bizler de hiç eğilmedik ki? Sorular delicesine fakat yakar yüreği Banane anlayışı değil midir bizi bitirendi. Bazı sokakların çıkışı yok caddeye, bulvara Bile bile kader diye kanıp kendini avutma Oysa birlik anlayışıyla harekettendi güzellikler Her şeye fevrice dokunan bahtsızlardan olma. Giderek çözümsüzlüğün içinde kıpırdanış Bir kaldırıp şu başı istemez mi etrafa bakış Haklı olmak veya haksızlık değildir mevzuu Hayat ne kadar yorucu, uzunca da bir yoldu. İnsanlar birbirlerini ötelemekten vazgeçmeli Kimse vazgeçilemez değildir esas prensipti Birken çok ses ve yankı veremeyen bizler Birliktelikte ortaya konulacak tüm güzellikler. En güzide yolda da olsak bir ve anlamsız Birlikte yürümek varsa coşkular sınırsız Gölgenin hükmünü de veren ışık değil mi? Çıkalım şu sarmaldan, günse çoktan eğildi. Oğuzhan KÜLTE |
çok güzeldi çok teşekkürler ederim üstadım.