Seda
yolum şiirden geçtiğinden beridir
denizin derelerden içime akmasını beklerim-- ** ihmal edilmiş yangınlar gibi çıldırır adınla avuçlarım sen bende çoğalırken usul usul ne olur ben bende ölmeyeyim tanrım yanaklarımdan süzülürsün sonra bir yağmur bahara sitem eder masalar geceye kahır nasıl da sarılmayı bekler yokluğunun etrafında nefti cigaram rüzgarınla dövülür yamaçlar kaybolmuş aşkın bedeninden ışıklar bu şehrin sahte yıldızları hani sesin uzanıp düşüyor ya ardıma içime çökmüş bir adam ve ben yitirdiklerimizi alıyoruz aramıza ve henüz emekliyoruz yalnızlıkta ve yitirmediklerimiz doyasıya hüzün denizin dinginliğiyle kanayan yoksa buz mu keserdim sıcağında aklımın kıvrımlarını voltalıyorsun bağıra çağıra tinimi kemirir karıncalar ölü bir denizci boğulur sesimin tınısında içten pazarlıklı kadınlar tünerken dallarıma tek tek sokak aralarına düşer yapraklarım hüznün avuçlarına çekerken ömrümün çizgilerini dili lal bir saki soluklanıyor gözbebeklerimde tırnağına bakarak söylüyor o yosma kadın gün batımlarını toplarken ellerim damarlarımdan çekilecekmiş alkol kokan kanım kurumuşken toprak çatlamışken dudaklarım yavaş yavaş denizine çiseliyorum avuçlarımda alınyazım * * * bilseydim aşkın söğüt dalı kadar kırılgan olduğunu doğduğum günden bu güne ırmağın haşmetine şiir yazardım |