Sus--şimdi üstüme devrilmiş dizelerden yazdığım eskiyen imgelerimden biriktirdiğim bir şiir okuyacağım sana ağlama-- ... akşamdan kalma düşyıldızları yağarken üstüme birer birer eksiliyor bedenim azar azar çoğalıyorum kendimden gidişimde güneşin gölgesinde vuruyorlar ilk çağlardan kalmış sevgimi göğsümde tomurcuk bir gül jilet kesiği izler var derinlerimde tinim kangren oluyor ölüyorum sevgilim yoğur beni balmumuyla çürümesin cesedim ege de herhangi bir kasabanın herhangi bir limanında herhangi bir gemisine doldurup içine kendimi sana doğru demir alasım var ay dolu gecelerde sen kokulu karanfil memlekette soluklanmalı aşkının yüz sürdüğü sahilde adımlamalı seni tepeden tırnağa aşk kesilmeli yanında asırlar öncesinden kopup dalga dalga çoğalıp köpük köpük vurmalı kıyılarına yitip gitmeli bu sensizlik dolu senelerde ufkuna baktığın morumsu denizlerim gözlerimden avuçlarıma dökülendir bakma bana öyle içimden gelip içimden geçme hiç açılmamış sayfa aralarına sıkıştırdım sana dair adı konulmamış senli şiirlerimi biliyor musun sevgilim bu gül ağacı hasta ediyor yorgun kalbimi hüznüme telaşla su içimi ateş sarıyor yol oluyor ecele yokluğunla geçiyor anlar eskiyen ve eksilen biziz sevgilim zaman değil ------------------ Deniz Uzuner’e teşekkürlerimle... |
hep bir akışta
geçen zaman değil
biz geçiyorduk zaman içinden
şiire durdum bir an
okumak için
damla
damla
susuyorum şimdi kendime
her dem mürekekb-İ şiirle daimâ
.
YAŞAYANKELİME tarafından 1/22/2016 8:41:29 PM zamanında düzenlenmiştir.