Bir varmış bir yokmuş… Kimse yokmuş içimde Boşluğa sallanan ipin ucundaymışım Oltam düşmüş maviye Havalanmış bir martı Gagasında bin yıllık hüzünle Aslı yokmuş gerçeğin Hücresinde gün doldururmuş zaman Gel zaman,git zaman Yürek yara büyütmüş Bir kendini bilmeze gelin etmiş kendini Avcunda mavileri yalnızlığa bulanmış Gözünde incileri derinlere saklanmış Bir urgana geçirmiş uzun ince boynunu Kekri yalnızlığında ağlar örmüş elleri Elleri… Yılların eskittiği çizgilerin kuyusu Elleri… Taptaze sevilerin gammazlanmış coşkusu Üryan gecelerin dalından akmış yakamoz Saçlarına dolanmış yorgun günlerin ağrısı Sonra açılmış şeytanın amel defteri Üflemiş harfleri yalancı bir sur Çözülmüş dili günahın Yağmur olmuş acılar;ağmış toprağa Budak vermiş cümle isyân dilinde İflâh olmaz haylaz çocukmuş düşler Taşrasında acının düşe kalka büyümüşler Kırılan aynaların dökülmüş nâzik sırı Sırlar dökülmüş eteklerinden tüm saatlerin… . .. …
Üç elma düşmüş gökten Feri sönmüş gözlerin bebeğine inmiş Çıldırmış hoyrat zaman Yitip gitmiş belleği aklın Sözler zâhir,sözler bâtın; Secdeye yatmış yürek Nâfilesi kılınmış aşkın…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Masal şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Masal şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
zamanın en siyah örtüsüyle üzerimize çekilmiş karanlığın çizgilerini çekmeseydi hayat, belkide yalnız mutlu sonla biten masallara inanacaktık şimdi.. oysa nehirler kendi boylarını bilmeden akarlar denize, bulutlar yükünden habersiz bırakır bir şehre gözlerini ve saatler nereye varacağını bilmeden dönerler aynı çemberi defalarca.. akrep mi karlıdır bu işleyişten yoksa yelkovan mı acaba..?
-herbiri ayrı güzellikte ve müthiş şiirler.. sonsuz kutluyorum.. saygılar özlem hanım..
Bazan kendilerinden emin olur kelimelerimiz. Bazan bikarar halde öylecedirler. Yazıda her ikisi de vardı. Bir de merakımdan soruyorum: Şiir tarzında yazarken satır aralığı bırakmalı mı bırakmamalı mı?
burada başka bir şiir başlıyor..bitmiyor ve başlıyor..hatta altına ne çok sığacak şiir var her bir mısranın..kelimelerinizi seviyorum..özenle seçilmiş gibi duruyorlar..yada yazan yüreğin seçkinliği.. saygılarımla
Yağmur olmuş acılar;ağmış toprağa Budak vermiş cümle isyân dilinde ------------------------------------------ ellerinize yüreğinize sağlık kaleminiz yanmasın 2 Temmuz 1993 unutmayacağız 2 TEMMUZ 1993 TARİHİNDE KARA LEKE OLARAK TÜRKİYENİN ALNINA KONURKEN SİYASİLERLE BERABER TRT DEN SOĞUK KANLI SEYRETTİĞİMİZ VAHŞİ CİNAYETE YAKILARAK KURBAN EDİLEN SANATÇILAR.... u t a n ı y o r u m.....................
çok güzel ve etkileyici geleceğinizi şimdiden görebiliyorum.. yürek burkan ama yürekten vuran sözler.. şiiri sevmeyen biri bunları yazıyorsa varın gerisini siz düşünün.. devamını sabırsızlıkla bekliyorum..
Üç elma düşmüş gökten Feri sönmüş gözlerin bebeğine inmiş Çıldırmış hoyrat zaman Yitip gitmiş belleği aklın Sözler zâhir,sözler bâtın; Secdeye yatmış yürek Nâfilesi kılınmış aşkın…
Ben öyle bir beynamazım ki nafile bir namazına dahi yetişemedik sevdalı bir yüreğin Softalar namazla bektaşiler ah ile yaparmış ibadeti ben de uzun bir ah çektim ki şiirin gücü yaptı bunu
harikasın çok müstesna bir dilin var final düştüğü yerde patlıyor
Üç elma düşmüş gökten Feri sönmüş gözlerin bebeğine inmiş Çıldırmış hoyrat zaman Yitip gitmiş belleği aklın Sözler zâhir,sözler bâtın; Secdeye yatmış yürek Nâfilesi kılınmış aşkın…
Bu şiire yazacak bir şey bulamıyorum Gerçekten mükemmel, hele ki final bu kadar olur yani..Usta kaleminizi ve ilham veren yüreğinizi kutluyorum Saygı ve sevgi ile... Ozan
Gel zaman,git zaman Yürek yara büyütmüş Bir kendini bilmeze gelin etmiş kendini Avcunda mavileri yalnızlığa bulanmış Gözünde incileri derinlere saklanmış söyleyecek söz kalmamış... çok güzeldi desem harikaydı desem velhasıl ne desem yetersiz... kaleminiz daim olsun..sevgilerimle...
Edebiyatçı olmanın bir getirisidir bu şiire can veren duygu ve düşünce uzantıları.. İki edebî türü bir çizgide buluşturup, birini ötekine küstürmeden, sözü sese sesi söze fedâ etmeden yazmak büyük bir ustalık gerektirir ki bu özellik de bu kalemin vazgeçilmezi zaten.. Zaman zaman bu tür çalışmalarla şiirin sınırlarını onun özüne dokunmadan genişletebilmek sanat adına çok şey doğuruyor.. Orhan Veli, Nâzım Hikmet, Ahmed Ârif, Necip Fâzıl, Attilâ İlhan ve daha ismini hatırlayamadığım birçok şair bunu yapmıştır ve hepsinin tek ortak noktası şiirin kıvrımlarında dolaşan bir duyguyu veya bir düşünceyi dilin ahengiyle yoğurup ve aşıp aşınmış sıradanlıkları öteleri tâ öteleri görebilmeleridir.. Düşünüldüğünde bütün sanatlarda kullanılacak konu sayısı bir elin on parmağını geçmez; fakat bugüne değin bu kadar az konu üzerine milyonlarca eser ortaya konmuş ve herkes kendi yarattığı gözden bakmıştır bunlara ki bu noktada da üslûp devreye girmiştir.. Demem o ki eğer yazarken amacınız belliyse ve buna uygun üslûbu da bulmuşsanız başarı kaçınılmaz bir sonuçtur, tıpkı Savaşçı'nın eserlerinde olduğu gibi.. Bir şâire ya da bir yazara soruyorlardı bu soruyu sanırım: "Niçin yazıyorsunuz? diye.. O da şu karşılığı veriyordu: " Yazmasam olmazdı çünkü..." Evet, Savaşçı da yazmasaydı olmazdı, bu kadar güzelliği bünyesinde toplamışken yazmasa olmazdı elbette.. Sen hep yaz ve başarın hep dâim olsun.. Ve bu şiir, okuyan gözlere bir ışık ve hisseden yüreklere bir eczâ olsun.. Kutlarım cân-ı gönülden.. Kal sağlıcakla.....
zemheri84 tarafından 6/30/2008 1:13:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
-herbiri ayrı güzellikte ve müthiş şiirler.. sonsuz kutluyorum.. saygılar özlem hanım..