Matemgök yarıldı çöktü matem bulutları şehre yerden beyaz bembeyaz kanatlarla bir melek havalandı göğe serçe suretinde bir çift göz kapandı yankılandı avazım kalbimin dehlizlerinde duyan olmadı kapandı perde bir yarayı dolaştırıyorum günlerdir açık bir yarayı içimde örtüyorum üstünü tebessümle görmesinler diye tükendi tırnaklarım şimdi dudaklarımı kemiriyorum tırnaklarım yerine koyacak yer bulamıyorum ellerime gözlerim ateşten kâse yanıyor,yanıyor,yanıyor örtemiyor acımı hiçbir gece bir yara durmadan kanıyor üşüyor mevsim üşüyor şehir üşüyor içim üşüyor takvim sesine değmeyen sesim üşüyor -içimde büyüttüğüm sen sığmıyor hiçbir yere- deli gibi dolaşıyorum sokakları sevdiğim sonbaharın yaprak hışırtıları artık küfür gibi geliyor benliğime bir dua kadar yakınsın çocukluğum kadar uzak şimdi teninde mermer soğukluğu toprak huzuru acı kere acı bırakıp gittin çocukluğu yokluğun ensemde namlu dilimde cam kırıkları dinmeyen ateş içimde şimdi sen uzak iklimlerde ben yokluğunun cehenneminde iki büklüm bir çocuk ağlıyor içimde -hani,hani o minnacık ellerin nerde- ... Necat Uslu |