Hüzzam-ı Eylül
gözlerimin buğusuna aralanıyor günüm
kirpiklerimin ucunda lerze bir hüzün yüz sürdüğüm secdelerden yeni kalktım avuç içlerime üflediğim nefeslerimle yolunu aydınlatsın diye bir dua uçurdum, ulaştı mı? sensizliğe uyandığım bütün sabahlara adını emziriyorum henüz tan vakti şafak aralığında siyah bir bulut güneşe mastar çekiyor ve gensiz gün batımlarına yokluğunla düşüyorum daha orada... mevsim güz... ayların yorgunluğunu yüklenmiş keşiş bir ayazla yüzüme çarpıyor fettan elem-i vaz, çiğ dökerken omuzlarımdan üşüme diye, bir güle sakladım seni yan yana gelemiyoruz tecrit olduğum takvim yaprakları arasında kendime unuttururken adımı bir ömrü adınla niyetliyorum aylardan hüzzam-ı eylül en çok hazanı sever bilirim savrukluğumdan toplanmak isterken dökülüyorum yaprak, yaprak yokluğunu ikram eden adreslerde duramıyorum fazla... kadranına uzandığım gün batımı meltemin denize vurumuyla bir of düşüyor demli bir çayın buharında titrerken içim... nasibine ulaşmış bir martı kaderine isyan bir balığın sırtını dövüyor hayat böyle işte... su yüzünde yüzen gölgem göz boşluklarımda sallanırken düşünüyorum... arşın en uzak noktası toprağın en yakın içimin kuytusu annemin cennet kucağı neresi... ah kekreten duygum varlığı gülistan yokluğu çöl fırtınası yarim şimdi; içimin mahzeninde derun-i bir sevdaya ağıt yakarak yokluğuna meylensem şimdi; göğsümde bir kuş uyutup bütün eylülleri yükleyerek omuzlara yokluğunu sunan tüm adreslerden toplanıp gitsem... ah firak-ı har sevgili yüreğimin çöllerinden kervanlar geçiyor hüzün ve huzur arasında benliğimden özlemin dökülüyor ey deveye binen... yüzünü çöl semalarından topladığım bu dem, bu fecr rüzgar acelesiyle geçerken ömür seni nerede bulurum? hangi yüz sırat olur geçitlerime hangi göz açılır cennetime ne daha iyi gelir pişmanlığıma içimin grevine hangi cunta duygu son verir söyle... söyle eylülde suzidilim yaralarıma em diye sürdüğüm secdelerimde dil kesiği huzur-i beşiğim figan-ı şehadetim her dileğini "Kün fe yekûn" bildiğim mahşerime seni beklerken gel... gel ki; yokluğun zulm’eylemesin.. |