Katli vacip
Ey...!
Ol ve öl emrinin sahibi Her şeyin bir hissi, kalbi vardır Benim de... Göz ıslaklığım çatlamış toprağını sulasın mı? Bil... Yedi ümmete denk bir helaka hazırım Nehirleri kurut! Dağları yürüt! Taşları yağdır! Ki... İçimi sarmalayan bu hüznü safirden arınayım Bu bir toplu iğnenin parmağa batışı değil Topal bir karıncanın yangından kaçışı değil Adi bir suçtan işlenmiş cinayet asla değil Bir cesedin morg kabininde donuşu da değil Bu başka, başka bir şey... Kıyamet cellatlarının tırpanla biçen elleri İnsanlık hırsının kanlı dişlerinde parçalanma Kibir ordularına maruz kalmış dünya çaresizliği Ye’cüc ve Me’cüc misali... Dünya artık afaki acıların kalbi... Göğsümün kafesinde kurt kapanı Beynimin tavanına kan sıçratan travma Dehşet trenleri geçiyor içimin raylarından İmgesiz bir şiir savrukluğu benliğim Satırlar arasına kundaklayıp acımı Dökülüyorum böyle öfkemin ağırlığınca Dar sokakların renkli pencerelerinde duruyor Merhametini kaybetmiş insanlığın vahşeti Bir bakıştan diğerine geçiyor Cesetlerden organ kaçıran doktor telaşesi Çarpık kalp ritminin duygusuz solumunda Durmadan kılcal damarlarımdan kan hortumlanıyor Ve... "İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta"... Birliğin yaşam ünitesinde neşter vuruluyor kalbime Nasıl bir türbülans bu? Sorguların gaz odalarında nefessiz kalmışlığım Bu denli uzağa düşmenin sırrı nasıl çözülecek? Kalbimin kara kutusuna ulaşılamadı mı daha? Vicdan sempozyumlarında duyulamadı mı sesim? Teşhis koyulamadı mı parçalanmış yanıma? İflas etmiş insanlığa uygun bir nakil bulunamadı mı? Hala...! Ah... Kalbime anjiyo yerine biyopsi yapan çaresizliğim Büyüme çağında olan ümidimin terki Can kıyımlı bir darbede saklı duran derdestliğim Ey...! Cezada acele etmeyen, yumuşak davranan Kır sabrın zincirini, gelsin vakti kıyamet Uğramasın zalime, zerre kadar merhamet. Firavun öldüren gönüllü bir sinek olabilirim Ya da dur! Önce ordularını sür, sonra ebabillerini yolla İçim acıların ördüğü mağara ağzı, dışım sirk alanı Yediveren gül aşkına, duy artık yakarışları Ümide sal yürüten bir babayı düşünün Lodosun taşıdığı minik cesetler mezarlığı kıyım Evladını yitirmiş anne ağıdı, çaresizliği bir babanın Vurdum duymazlığın koynunda gün sayan bekleyişim Ümidin katli vacip sokaklarında dolaşırken benliğim Bilseniz... Tuvalini ölüme sermiş göklerin sahibine Bu enkazdan bile... Ne çok, ne çok delil taşıdım... |
Dizelere düşen... Derin ve mana dolusu
Çokça beğenim ve tebriklerimle
Selamlar saygılar Semih şair
Ahmet Örnek tarafından 8/16/2019 4:46:28 PM zamanında düzenlenmiştir.