Sepya
Aya baktım ay balkıyordu...
Bir dizi ışık muhbiri dal uçlarım Genişletti içime nilüferli bir göl Tuttum menevişli bir örtü zamana Söğüt dalıydım ince ince salındım düşüme Salıncağında bulut ıvmesi. Kamış gıcırtılarında kesildi göğün dili. Tüm sözcükler talaş yontusu Döndüm toz döküldüm göğün eteklerine... Hiçbir bir maviyi çağırıştırmayan kör kader. Bakracında hep yağmur suyu Başım gözüm için... Uzattım uzun boyunlu zürâfa ki geçmiş. Tüm duvarlara daraldım Elim, yüzüm pelte kesti Tanrı uman pencere kıyısında Uzun uzun tavsadı tüm bekleyişler... Usulca bıraktım duaları cam önüne Ve kapattım pencereyi... Ne çok benzeşmişti kanla hüznün rengi birbirine. Tepeden tırnağa bir fotoğrafa sepya çizdim bizi. Döndüm baktım bir mesih kendi tarihini Çarmıh gibi yüklenmiş içimde yürümekteydi... İçime ayna tuttunca gördüm... Aya baktım ay balkıdı çivisini... ekim 2013 Deniz Ercivan Kayıt Tarihi : 6.7.2014 13:07:00 |