KisbeTüm dillerde sarsak uğultusu bulutların Aynıdır cam önleri. Zamanla yadırgamadan hiç sitemsiz... Durur kıyında güneş kadavrası. Ellerinsiz diken doldurmak kalır ceplerine Ve çatlamış saksılarında yağmur yetiştirirsin Gül yerine... Yaşamak biraz da insanın ağır ağır kendi içine eskimesi. Bir uzunçalar yağız omuzlarını yitirdiğim yer. İnce ince kanaması bir uktenin Bir daha asla açmamış temmuz dalı Lepiska saçları kesilince gençliğimin Vakitsiz ve esnek katman hüzünlerle Yüz vurmuşuz yüz yörüngesiz Yürek sarkacımızın ucunda halâ o ağrılı iz Aşk işte bizim ince kıyım çiğnenmiş yanımız Ölümlü olamanın yüzü biraz da Ayna derinliğimiz. Kuşkusuz ucun sonunda asılı Kefenin cebi yok! Neyi götürür ki örtüsü toprak olan Ne kalır mesane ağrısı bir ömürden başka Toprağın berisinde durana Bir habis tükeniş ve kan Kisbesini tutan nedir onun Ellerin de yok...! |
selamlar