Boğulmaz MaviBir tür kavuşmadır hatırlayış...unutuş,bir tür özgürlük! Halil Cibran ne zaman... mırıldanarak yanaşsa merdiven kıyısına bir kedi ayaklarında akşam serinliği gözlerinde benden kalan şefkatin izdüşümünü sürükleyerek yırtılır sende üryan üryan yaşam diye baktığın gökyüzü ve düşer ay o bir türlü unutamamanın hüzünlerine yıldızların arasından seğirterek hatırlamak bir ikindi vakti pencere kıyısındaki fesleğenin kesif kokusuyla bağrında bir zaman lepiska saçlarımın o duru gölgesini ve çoğaltmak müşfik bakışlarımı hiç katıksız kâsende ilticalara özlemek orada sildiğin sınırlarını ellerimin birdenbire sofranda yemyeşil, taze salatalık tadında şakağında titreşerek kavurulan ter eski sevişmelere büker ezgisini hep hangi sayfayı açsan okuduğun kitapların arasında ellerimin tozu her akşam yudumlanan çayın eşliğinde buruk yüzüm dökülür ve kıyısında mezar suskunluğu yalnızlıkların dimdik, durağan selvi koşar aheste bir kadının terlik sesine yüreğini çatal çatal kıran bir ırmak olur keşkeler vurulursun vurulursun da dalgalarca pişmanlıkların denizine boğulmaz mavi... Nisan 2006 Berlin....Deniz Ercivan |
mırıldanarak yanaşsa merdiven kıyısına bir kedi"
Absürd kaçsada, bir boğaz vapurunun kıyıya yanaşmasını hayal ederekte okudum dizenizi
Bir kedinin kıyıya yanaşmak babında merdiven kıyısına yanaşmasıni düşünerek tebessüm duydum bir an
Tebrik ederim naif şiirinizi
Saygı ve selamlarımla...