BOZULUŞŞiirin hikayesini görmek için tıklayın (“İnsanı savunuyorum çünkü düştüğünü gördüm.” demiş Albert Camus. Ama insanın savunulacak bir yeri kalmamıştır. İnsanın düştüğünü görmek ve bunu dile getirmek her şeye rağmen bir umut içerir. O umut, düştüğü görülen insanın ulaşılmayacak kadar ötesinde artık.)
(“İnsanı savunuyorum çünkü düştüğünü gördüm.”*) hiç kolay değil ayrılığın üstünü kapatmak, hem de hiç. ayrılıklara ihtiyacımız var bozuluşun farkına varmak için ayrılıkların içi his başvurusu yapmış kelimelerle dolu kabul edilenlere olgun ücret veriliyor yanında sigorta, erken büyümek, düşsel yolculuk ve artı nihilizm nihilizm tek başına takılıyor ama ölü dallar ve intikam el ele vermiş insanın içindeki korkunç bozuluşu anlatıyorlar kim ciddiye alıp dinliyor ki onları bu zamanda ki bir “intikam” kolay yetişmiyor ne çok uğraştılar onun için; sokağın belleği ve dip bir “anlam” da öyle kolay yetişmiyor üstelik kaç yaşına gelmiş artık anlam ve içi iptal edilmiş sanatlarla dolu ah, hiç kolay değil bozuluşunu göstermek insana, hem de hiç gülün ve bilginin çarmıha gerilişini kımıltısız izleyen insana bir keresinde kıyısından geçmiştim ütopyanın ileri derecede çarpılmak içeriyordu kıyı iki sevgiliydi “anlar demeti ve sonsuzluk” girmek istedim oraya ama kimsenin yüzünde yer yoktu kimsenin tahammülü yoktu bozuluşunu durduramayana |