SOFİ'NİN KIZI DUDU
Sanki kalan ömrünü, kederden arındırmış
Genç yaşta bahçelerde, bağda harcanıyordu. İpekli çabutlarla, bezlerle kandırılmış Kot pantolon, bluecin... Şehirde başka biçim, Sofi’nin kızı Dudu. Güzellik uykusundan sere-serpe uyanır Tarzından mizacından dostu, erkanı tanır. Kendini kainatın eşsiz sultanı sanır. Kahin, falcı, müneccim... Kiralık hayallerin peşinde koşuyordu. Babasından devre mülk, kocasından fabrika Şoförü kalifiye, oto mersedez marka Mevsimlik samur kürkle, dolaşır banka banka Dolar, frank, sterlin… En çok tefecilerin kurunu seviyordu. Seçkin meyhanelerde doyasıya eğlenir Hünerli kalpazanlar emrine amadedir. Her şeyde kusur arar, kadehleri devirir Konyak, likör, kokain… Bin bir türlü zehirin dozunu sınıyordu. Saatler boyu sızar, zangır zangır titrerdi. Ne meteliği kalmış, ne de mahremiyeti Nur yüzlü annesinin duaları yeter mi? Teşhis, terapi, film... Kıdemli tabiplerin çabası yetmiyordu. Ömrünün baharında, son uykusuna dalmış Öz geçmişine dair, bir iz aranıyordu. Bir ıslak mendil ile, bir çift göz yaşı kalmış Sala, niyaz, merasim Kabrinin baş ucunda ’KİMSESİZ’ yazıyordu. 22.07.2018 / Ömer ÇELİK |