Uyan çocukAhh.. Kaç vakit bilmem birikmiş dem tahayyür ederken Yaş,yolun yarısı gözlerimde dün ve bugün Yol nereye çıkar yolcunun elinde... Şiire zeytin ektiğim kıyıların letafet gülleri Kalkarken su yarasından ayağa Başını göğsüme sakla çocuk Ve hisset sessizliğin zuhur ettiği beşeriyeti Yahut yıldızların arasında durup Anla ince şeyleri Ağacları Ürperen taşları Anla bülbülü Bu umman mahşeriyetin Ki, Gözlerime bakarsan tutamazsın Uçup giden şeyleri Hazan ağlar Bahar ağlar Ah çocuk Sessizce seyretmek pencerelerden Öyle derindir ki gölgeler Bir masalın teninde kediler/ Mektuplar Oysa ne çok değil mi evveller Iz sürülmemiş bedenimde bir kuş intihar ederken Mor ölüme.. Ahh.. Hangi bulut biçse gökleri Gövdene serilmişlerden doğarsın Eteklerine günışığı düşen yerden tut Başakları... Ellerin sıcak kalsın Yıkanırken dalgalar Korkma! Cehennem bile olsa yürüyen ceplerine kar umudu Bir kandil,bir ışık ne farkeder ki Yolu selamet olanın Gel.. Düşlerinde çamurla oynayalım Ince bir sessizlikte dökülsün herşey Bir yağmur dökümünde ki Gece say.. Dağlara demlenen yüreğimin dümeninde Kapı gıcırtısı Ellerim o kadar boş ki Bağdaş kurup oturduğum dizelerin dizleri Gelmediler Oysa kırlara yürümek vardı el ele Oysa sayısız imge boncuklarından tesbih yapmıştım Ellerim nerde? Ahh.. Hangi mevsimin penceresine sığındı kuşlar Kentin içinde kent küçülürken Ve atlayarak gelirken bir deniz adasına Daralan gözlerine resimler çizmeliyim masmavi Biraz balık Biraz uçurtma Bak çocuk Hala yaşamak için güzel şeyler Sıyır perdelerini ufka Serpilsin yüzüne aydınlık çark Iyi günler Ellerime mısır taşıyan topraklar/ Dua eden Anne nin parmaklarında zaman/ Denize simit atan teyze/ Sebahattin Ali okuyan kadın/ Iyi günler... Uyan çocuk Islıklar çaldığında Bahar çiçeklendiğinde Yahut öptüğünde bir kelebek saçlarını Göğe bakalım Bana kendini hatırlat Ince şeyleri.. |