Kül çukuruZaman etraflıca sızıyor ruhundaki çatlakları yüreğimin coğrafyasına Yalnızlık iklimi sayfaların gözeneklerinden akıyor deniz yavaş yavaş Sustukça güzelleşen ormanların sırat tepeleri öyle derin ki Gözlerime yakışıyor berzah diriliş Insanlar diyorum böyle ruhani çağırmıyorlar bahçelerine Perdelerde hep bir kıyamet uzun uzun dilimlenen Şu bastığımız toprak tabakasına -susuyorum lahut vücudla- Aklımdan geçiyor insanlar arkama baktıklarımda Ince harf gibi ipleşip iteliyorlar birbirlerini Siz,yırtık ağaçların gölgesine gövdenizi soyuyorsunuz Ben,bütün güller bu sabah güzeldir diyorum külliyat makamıyla Çekiyorum gözlerimde güneşi kıskananları ayaklarımdan Bir şiir gibi yanıp kendime Bazen, Bazen arta kalan tozlardan gitmek kalmaktan daha erdem Ki,hüzünlerim kokusundan tanır beni Yanağımdaki gamzenin çukurundan Cebimde beli bükük hecelerin hafızası Beliğ bir çeşme gibi akar Ve anlatır inceliğini dilimin adasına Dağ yalnızlığıma gittiğim yer Koyu renkleriyle biçimlenir kocaman sayfalara Ağızlarını eğip yüzüme palazlananlar Sahi çok mu güzelsiniz Ayakkabı bağıma gözü takılmışları ayıklıyorum Aklımın yokuşlarına kaçarak Kendimi öldürüyorum Hala yaşadığımı sanıyorlar Karanlığı gördüklerim Oysa Hayat su gibi içmesini bilene Olanlardan eyle yarabbi Aşk ile Hüda ile |
Gönül dostu; Şiirde gizemli duygular coşmuş...
Kalemin üretken olsun...
.................................................Saygı ve selamlar..