bîzâr
çürümüş köklerinden bîzâr, çınarım.
ve/ bir çınar ayakta nasıl ölürse öyle ölürüm. doğmamış güneşler dalımda, kaç türkü söylerim. meçhûle kayar yanları var hayatın anlayamadığım. bütün yalanlarını söylerken yıldızlar gözlerimden kayıyor bir bir. bilirim ki, ne belâ sözdür aşk. açıklayamadığım tuhaf öpüşleri vardı hayatın soluksuz. oysa ki bildiğim halde bütün bunları. bilmemezlikten geliyorum yine de. meselâ, umuttan bahsediyorum utanmadan. o yaşlarda tanımlayamıyordum bir çok şeyi. aynalara bakarken nasıl korkulur anlamazdım öylesine. yani kalbime parmaklarımla dokunurken, anlamazdım bir ölünün soğuk ve gergin düşüncelerini. düşünürken üşüyen ve yalnız yanlarımı. meçhûl bir duvar ağıtına gömüyorum çığlıklarımı. şiir kanarken en şah damarından usul usul. adımı koyuyor, çocukluk düşlerime adını koyan; yalnızlık... 23.mayıs.2008 mustafa nazif |
çok süzülmüş
leziz tadı vardı dizelerin
sevgi ve hürmetle