içbükey yansımalarsene doksan ya da üç fazla bir noksan ama / nisandı aylardan hatırla güneş / nasıl kayarak düşmüştü avuçlarından düşmüştün yanık ellerin yer ile yeksan... -nasıl da birden büyütmüştü seni yıllarca çocuk bırakan zaman- kimsesiz bir akşamüstüydü gözlerinde ıssız yağmur iklimi akşamüstü pera ve sen sırılsıklamdınız kederden .... sonraları ne vakit düşsen sokak kedileri beslenirdi düşlerinden ıslak ve aç kediler... gülüşler çalardın tinercilerden zemheriye inat gülüşler... koca/ pera geçerdi ciğerinden yüklü bulutlar gözlerinden pera yağmur ve sen omuzları düşük bir yalnızlıktı resmedilen ... düşüyordun mütemadiyen kendinden ve en kuytunda sakladığın çocuk kalır sandığın benden kandırma artık kendini büyüdüm ben de kaldır başını bak gözlerine büyüdük işte eksilecek kadar hem de ... dokunma artık kimseye umudun ayazında yüreğinle... her seferinde yeniden kanıyor ellerim anla işte güneşi olmayan sabahlar yalan ... bak yine nisan tut ki başa sarıldı zaman güne gücün yetmese de tut geceyi yıldızlara uzan bekle ve inan bir yerlerde bir biçimde yine doğacaktır güneş terli avuçlarımızdan Ayşe Gülşen Destanoğlu |