Beyaz tüllerToprak topladı mı tanelerinizi bir karış boyunuzdan/ Yanınıza çiçek gibi durabilmek için.. Ya da, Karanlık odaların tabiat genişliğinde toz toz dağılırken kırmızılar Gül diye kokluyor mu Anne ninnisiyle sizi.. Hatırladım Lezzetli aydınlığın gelen ve gidenlerinde çocukluğum/u Saçlarını ördüğüm bebekler kendimle konuşuyorum Aşkın avuçlarına şımarıp yuva yapan yüzüm/e Şarkılar söylüyorum ince sazın hüneriyle billahi Annem uyuyor/ben büyüyorum Dışarıda karanlık/ Karanlığın gözünde ateş Güneşe çıkaralım bugün bütün Pazar’ları Yan yana karıştığımızda bilhassa Baharın deminde sevimsiz buluyorum ölümü Içimden bir ses hayatı taşırken kanımdan Dizlerime açılmış kuyuların yürüyen parçaları Gözbebeklerime bakar Hangi sözüne dalsam dizelerin delirir Gizlice kaçırıyorum uçurtma ipinde kalbimi Adımlarına.. Şimdi göğsünde hızla çarpan mavi Her gece titreyen ben miyim gölgende Uykuna kelepçeli adımın yeşili damlarken mürekkep suyuyla Diş çıkartır mı ruhum kitabına Masum bebek eliyle Hem ağlayacağım diyorum solundaki Yuvarlak elmalara Sür parmaklarını kırmızının rengine Her mevsim güzelken açtığı yer Diyelim ki iyidir baş dönmesi Sonsuz derinliklerde Ki, Kuralım hamağı güneşli güne Ağaçlar kiraz verirken Dudaklarına Tahta üstünde tül’ler Özğürlüğe serilsin Tak yaşamın hürriyetini pencerelerine Istanbul’u seyredelim gözlerinle Ve dahi dünyayı... |