Rodop'ların Kızıyım BenŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Atalarım Bulgaristan’dan mülteci olarak göç ederken Arda Nehrinden yarı bellerine kadar suyun içinden geçiyorlar.Bu arada acı bir geçek var,yakalanmamak için ağlayan çocukların suya atılması emrediliyor.Annem bir yaşında.Ananem ağlamasın diye suyu geçene kadar memesinden ayırmıyor annemi.Ananem başında beyaz yaşmağı,feracesi koyu renkli şalvarı, lastik ayakkabılarıyla tam bir Osmanlı kadınıydı.Onurlu,gururlu,çalışkan titiz...Kısacası benim idolümdü Hazel Kadın. Kendi yaşamımda pire için yorgan yaktım belki ama kimselere mihnet etmedim. kırmamak için dinledim belki ama hep kendi bildiklerimi yaptım.O yüzden keşkelerim olmadı.Azla yetinip mutluluğun manevi olduğuna inandım.Başımı yastığıma koyduğumda vicdanım rahat uyudum.Mutlu yaşadım,mutlu öleceğim kısmetse. Atalarımdan bana kalan miras ile sol mememden ayırmadım sevdiklerimi,sımsıcak sevgim ile... Mekanları cennet olsun Sonsuz teşekkürlerimle... Bir yanım Rumeli’nde demirli Bir yanım yaşamaya sevdalı bir deli Olsa da;Üzerimde göçmen bir kuşun yorgunluğu İki gözümde tüter dağın taşın toprağımın izi. Bostan korkuluğu gibi dikilenlere inat Yüreğimde güneşin hep özgür sesi. Sallandıkça göçer sevdalar göğün salıncağında Bir yıldız gibi inerim kumsala. Açmadan ağzımı güzel konuşma dersi veririm karabatak kuşlarına... Sabrı eğirip İndiririm amaçları yarınların denizine. Doğmamış çocuklar at koşturur nasırlı ellerimde. Savruldukça eski korkularım mızrağın içinden geçer göz yaşlarım. Uyuyamam kalbimin gümbürtüsünden. kuşların bakışına göre değişir gök yüzüm. Seneler yıkadıkça günlerin ölüsünü bulurum vesikalık gülüşlerden sabahın en güzel gülünü. Soluk soluğa çarparım kokusuna. yeşilin ensesinde yaparım çöl düğünü. Gecem vardiyalı çalışır sabahla eskileri alıp yıldız yaparım sabırla. Yıkarım düşleri emeğim ile. Geçiririm süzgecimden. umudun en güzel odalarını. Ellerim çay kokar gün doğdukça kalemimin sesinden. Öperim dudaklarından kelimeleri. Arda boylarında anımsarım sevdiklerimi. Ve Beyaz yaşmağı siyah feracesi ile bitmemiş sıcaklığın içinden bakar Hazel Kadının gözleri Siyah lastik ayakkabılarıyla Ateşin kalbinden titreyerek geçer izleri. Bir çocuk ağlar sol memesinde nenemin. Zamanın dokunaklı sesiyle sımsıkı tutar annemi. Haritalarda olmayan sabahlara köprü kurar her gece kanatlarıyla. Dizelerin arasına sığmayacak kadar Asil ruhuyla. Gün boyunca Gök mavisinde kalır yüreği. Gölgelerinin sesi ile ağladıkça nabız atışlarını duyumsarım her anımda Üşür belime kadar bedenim. Damıtıp hüzünlerimi yakama takarım kimlik çiçeklerini. Sonsuz bir şiir selinde yapayalnız terlerim çölün dikenlerini Asırlık bir kitap olur yaşam ömrümden daha kalındır filmi. Bağrıma bastıkça umudun kanayan yerini Mevsim ne olursa olsun karlar kaplasa da yüreğimi Rodop’lu yanım ağır basar inatla doğarım her güne Bir ölünün solgun yüzünde. Seyirir çiçekler penceremde. Bir bebek ağlaması bozar savunmasız sessizliğimi. Sarılırım köküme hayat veren drama Kim birleştirecekti yüksek tepeleri uçurumlar olmasa. Kasırgaların terine kim yazdıracaktı özgürlüğü Yaşamın boşluğunda kim yüreğime ekecekti sonsuz sevgiyi. Ölmenin en güçlü çiçek açması gibi dağlarda Büyümek en güçlü düşmekmiş Arda boylarında... Ferdaca |
...................................................... Saygı ve selamlar..