Silik Bir Anı
göğsümde alevi soluyorum
toprak altına iç geçirip. güçsüz değil güceniğim sözlerimin kıyısında kül bağlayan zamana /bana anne olmayı anlatan çıkar mı aranızdan? zira ağzında süt dişleriyle geveze çocukluğum gök gürlüyor anne diye seslendiğimde/ bakın işte bir karakış gecesindeyiz yine BABAM tütünlü nefesiyle türkü gülümsüyor ağıt ağıt BABAM lambada ışık bardakta sıcak süt ağzımda sevinç kalbimde huzur.... uzun hikayeleri vardı türkülerinin vadesiz yarın kadar bilinmez dün kadar bıçkın ve ah dolu bir avuç huzur bana bakan gözleri bir dünya sevinç ellerimde yüzlerce balon şenlik ateşi _anne’m yine kendine çiçek masanın öbür ucunda_ söz yaş olup değiyor tenine aniden "BABA aklım çıkıyor mutsuzluğuna" demeden hissedip sıcak bir tebessümle eli şaçlarımda "sakın düşmesin kaşların adımlarına duygulandım işte babamı hatırlayınca" diyor BABAMın BABAsı mı var? "çocuk BABAM " diyorum usulca kırık bir keder beliriyor gamzelerinde BABAM üzgün bir çocuğu susuyor ağzında üvey cümleler düğüm düğüm yutağımda söz başka aksın istiyorum çocuk aklımla "üşüdüm" diyorum sımsıkı sarılıyor "sana sarılır mıydı "diyorum fena yalpalıyorum gözyaşları çapraz boydan ellerime akınca "başımı okşamıştı" diye iki cümleyle özetliyor usulca uçurumlar açıyor yüreğim bu anımsayış karşısında _annem iki tane demir şiş ilmekler aldıkça bir bir ömür yumağım tükeniyor_ BABA peki ya annen sever miydi seni? çocuk BABAMın dudakları titriyor "bilmem silik bir anı annem üç yaşından derin bir iç çekiş işte yeşil gözleri yazdan alıntı ben o yeşil gözlerde yara"diyor sessizce donakalıyorum sesi karlar içinden gelip tenimde buzullayınca türkü sür/meliyor buğulu sesiyle acı geliyor bu defa anlamadığım bir dilden ağlıyorum BABAM annesine bense çocuk BABAMA ikimizde çocuğuz!!! kazağımın kolu çevirip yüzümü siliyorum ellerimle BABAMın gözlerini öpüyorum üstüme başım ayrılık sesi ardında gülümsüyor canımı yakıyor annesizliğe yenilgisi _anne’m üzerlik duvarda kendine kalabalık tütsüleniyor_ soluksuz birşeyler anlatmalıyım yangından kaçar gibi söz bıçak olsun istemiyorum bir telaşım ağrılı BABAM ağlamasın kırık bir tebessümle bakışına razıyken sustu kendini gözleri iki uzaklık esiyor buz kesmiş zaman sabır çiçekleri açıyor uzaklığına sevinsin istiyorum diyorum ki "BABAm benim seni en çok seven" oysa; annesi iki kirpik ağladıkça büyüyen kavalına alıp nefes nefes çocukluğunu tütsülüyor ayrılık susuyor derin derin kavuşması olmayan _anne’m baş parmağını sallayıp yerimi gösteriyor _ geçtim korkundan BABAMı anlıyorum... BABAcığım külünle kalbimi örttüm sevgim dua dua yorgan olsun mezar taşına... //uykusu derin olanın düşü olur gittiğinden beri en ufak çıtırtıya yüreğim çarpıntıda gelirsin diye kulağım eşiklerde anladım ki ayrılık senden yapılmış BABA dönüp dönüp seni gidiyorum cümle başı ayrılık ki ünlemim her satır sonunda// çocuk kadından çocuk babama 12 yılın can yakan özlemiyle... Hazal Karadağ |
Sevgilerimi bıraktım,
gözyaşlarımı silmiyorum sevgili Hazal...