7
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
244
Okunma


Ve rüzgar;
bir kadının iç çekişini duydu
dağlara fısıldadı.
Her sabah kendimi
ölümün dolabında ütülü buluyorum,
bir yanım kırış kırış
diğer yanım yok.
Aynaya eğiliyorum
bir başka kadının gözlerinden
intihar etmek için.
Dudağımda ruj değil,
kapanmamış bir yara var.
Saksıda bir papatya,
bana annemi anlatıyor
sürekli susarak.
Ben de konuşmamayı öğrendim
ruhumun çivilerine asılarak.
Bir defterde kendimi
üç kere sildim,
dördüncüsünde kalem kırıldı.
Bu yüzden yaşadım.
Bu yüzden yarımım.
Renkleri unuttum,
en çok da maviyi
bir kadın unutursa gökyüzünü,
kim büyütür içinde
kanatlarını yitirmiş serçeyi?
Ben kendime urgan oldum
bir şiirin orta yerinde.
Yutağımdan kelimeler geçti,
hepsi sustu
ben bağırdıkça.
Hazal Karadağ
5.0
100% (7)