33
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
4218
Okunma
Alnımdan öp anne alnımdan öp BabaM gibi
Ne olur başparmağını sallama
Kaşlarım arasına
Zira herhangi bir sözün tokat düşüyor çocukluğuma
Kızma n’olur
Yıkık ha(ya)llerime
Babamın yetim bakışlarını özledim anne
Alışamadı yüreğim ölümünün esaretine…
Kar beyazına bürünürken mevsim
Babamın sesini getiriyor bilçsizce kulaklarıma
Siliniyor sek sek çizgileri 7 yaşımın
Sessizliğime kuruyup
Gözyaşlarıma boğuluyorum
Özlemi tavaf ediyorken tüm benliğimi…
Acemice giyindiğim dünya
Bir iç çekişle esriyorken duyularımda
Buğz bakışlarla düşüşümü izliyorum
Kendi içine göçmüş bir harabe misali
Acizliğime dalgınlık üflüyor ölüm
Bakışlarımın sure’tinden âminler heybeleyip
Kurban olunası anlara kapatıyorum kirpiklerimi
Uyanmak için babamlı bir bayram sabahına
Soğuk esiyorum içime sıcacık ağıtlarla…
Anıların derisini yüzüyorken saatler
Katran içiyorum sineden ah miktarınca
Suçluymuş gibi mezarına gömülüyorum babamın
Serçe kesilmiş gözlerimde kucaklaşırken iki damla beyhude
Gökyüzü ağzıma kapanıyor
Gözlerinin veda okuyan yeşili değiyor şakaklarıma
Kıyametim büyüyor üryan hıçkırıklarla…
Yankısız kalmaktan sıkılan içtenliğime
Gecenin kuyruk özlemleri ilişe dursun
Harfsizmiş gibi duran sessizliğin göğsünde donmuş çığlıklar
Pusulası oluyor kirpiklerimin açtığı yola
Kendi kendini öğütüyor ateş
Bir bıçak kendini sınıyor ha bire yürek ucumda …
Bu korunaksız gülümseyişler sonrası
Mezar taşlarını gösteriyor
Ertelenmiş an’lar
“Tanımı yok hiçbir sözcüğün “diyorum
Biteviye yıkandığı yağmurlar altında İğde kokusunun misal!
Ve kalıpsızdır aşk ölümün olduğu yerde biliyorum
Ki… Güvercinin göğü öpme isteği
Yanılsaması değil de nedir içtenliğinin
Misal mısramın acı rengi…
Bu rüzgar giyinen yaşamaklar öncesi
Yani parmaklar kördüğüm değilken
Titremezken dudaklar dilin avazında
Yani öpmemişken çoban ateşini kirpiklerden
Hesapsızlığıydı yüreğin adımlamaklar
Gülmekler
Öyle ki cehennem ateşinin ilk kıvılcımıymış bedel biçilen
Ve sonsuzluk imgesi ömrün sonuna delaletti aslında
Ki babamın sesiyle siliyordum gamzelerimi
Üstüme yorgan im’lediği ninnilerle düş kurup
Gömerdim kirpiklerimi uykuya ölmeyecekmiş gibi
Özleminin kamburu olmadan evvel…
Çocuk gözleriyle tükürüyorken zamana
Babamın suskunluğu takılıyor boğazıma
Dudağımda ağlaşıyor ıslıklı rüzgar
Güz gülüşü sonrası
Güncemde kurumuş leylak kırıntısı
6 ay sonrası acı bilgisi ömrümün
Sahi unuttum
Ölüm hangi ay?
Gelecekmiş gibi gitseydin keşke
Geceyi şafağından vurmazdım böyle
Dolmazdı yüzüme gam(ze)…
Sus beni anne
Sus beni
Damla damla
Düş beni …