teğelaklımın kırılmış kemiği gecelere yağmur gibi yağarken sen her gün birileri ölür çocuklar kalır avuçlarımda sıkıca tuttuğum toprak daldan sıçradı elma neden var mutlu olmam için adını bildiğim çiçek dilimde heyecanken kıvrılıyorum boynumu büküp göğsüne bütün yenilgileri yaşadım zaman dört duvar arasına mavi resimler çizerken ellerimin ucunda soluğun gün gün seninle büyüyorum oysa biliyorum hasret iklimlerini dağlara akan suları teğellerken gönlüme kendimi ağzınla bırakıyorum gökyüzüne yankılarında sesini hep yeniden bulmak için yüzüme yayılan gülümseme kelebek uçmasıdır yorgunluğuna ki kavuşmanın adı olmalı sonsuzluğa karar kılan umudun haznesinde sallanan ışığın gölgesiyle sevişirken gözlerim duvarda genişleyen renkleri sevgilim diye asarım ıssız gecelerde karanlık korkutmaz beni inanmazsın köprülere inen ne ölümler gördüm portakal ağaçlarına saklanan türküler şimdi yatağımın kımıltısı uykumda konuşurken öpüyorum seni beni saran bu ince buğuyu gümüşten kapıyı kimseye açmam yaşam seninle geçerken belleğimden ki, inancımı hangi büyü bozabilir Allah a büyük konuşmayayım kötülük evden dışarı susadıkça kana kana içtiğim dalgınlığım özenmiyorum kimseye verilen armağanı kuşların kanatları altında hücrelerimde saklıyorum sır gibi Elhamdülillah |
Manevi duygularla bezenmiş, sevda mükemmel bir şekilde dile getirilmiş...
Kaleminize ve gönlünüze sağlık…
.................................................... Saygı ve selamlar..