aşk püsürübaşımı yastığa koyduğumda bölük pörçük uykularımda aşk püsürü kıpır kıpır aydınlıkla vurduğunda gözlerime karanlık kalkar üzerimden şimdi her taşı bir bir kırmalı ah duvarlar oluklarından günışığı dökülsün kanatlarında serçeler güneşi koysun sol yanıma usulca rüzgarımı yüzüne verdim önüme düşen gölgeler benim değil avuçlarında bir kız çocuğunu severim solmasın diye vaktinin gecesinde güller çığlık çığlığa uyanırım teninde düş ve huzur Elmayı yanaklarına düşürür eğilip ağzımdan aldığın kokuyu belledin mi ya başımdaki gümüş uğultuyu uçup uçup kulaklarına sarılan velhasıl hiç sormayın saçıma kaç ak düştü ellerim uzanırken duaya yağmur istedim bir ağaçla geldim sana dalından kuşlar kalkacak yüzüm aynalarda öteki yarımı ararken sokağına düştüm yürü sevgilim kıyıcıklardan kavgalar göçtü kapatıp gözlerimi seni düşündüm içim seni sevme telaşı karanlık kuyulardan kulelere tırmanırken yeni bir uykuda/ uykumu basacak dağların yüzü elimi tut sevgilim çakal bir kış bizi beklerken ben kapında yüreğine amade |