Kasımah gözlerin sis ve telaş geldim! yüreğimde kır bahçesi öylece... örgülü bekleyişlerin özlemi yüzüne tuttuğun ellerinde biriken gölge/m dağ gibi oturunca sarılıp bana gitmelisin öylece... mühür suskunlukların renklerine tutuşturulmuş ülkeyim yaram sende açar döküldükçe çırpınışları düşlere gizli yanına doğarım sevdayız bu kentin yamaçlarında asma bahçelerde mavinin sevinci alkış edin zaman karıncalara yenilmedik ah sevdiğim kaç çocuk darmadağın olup ağladı üzerimize yüzünde öpüşlerim tomurcukların ilk hali gecenin sağırında göğsüne kaçtım esmer bir kadın ve sular kadar yalnız yorulmuş ellerinde gökyüzü ve deniz gül ağzı mevsimlere saklarken uzakları ki, ne zaman öpsem ellerini orada akşam boynunu bükme çiçekler ayaklarının dibine uzarken saçlarım sana bölünürüm az değilsin bende ıssız uğultuyla yığılırken kalbine dün gibi gelip tutun tenime bu kent ki tellerinde kuşlar şimdi yüreğine basacak içimin düğümü çözülecek sakın yüreğime mezarlar açma duvarlarının hücrelerine kazıdım aklımı/ aklınla karışığım rüzgarları kırbaçlayıp hem de... Kardan bahsetme bana Kasım konuşurken ruhuma soğuk olan herşeyden üşürüm hüzünler çoğaldı uzandı sevişmeler koyu derinliğe sabah olsun dur biraz daha sesini biriktiriyorum |
Şiirinizi Beğendim...
....................................... Bitmez selamlarımla..