zılgıtyaş otuz yedi gönül rıhtımına sözünü koyan son dem görünce çocukları gülümsüyorum gözlerinde saatleri birbirine kara kara düşündüğüm kara gecelerde kol gezip türkülerle ezberliyorum yolları gidemiyorum omuzundan ışığını ısıtıyorum uzandığın engine yansam da ortasında çürüyen yalnızlığı ayaklandıran ağaç yeşil dokulu gözeneklerinde ay parçalı hallerim/dokun saçlarımdan her gün bir tel kopar taze rüzgarlar yosunlu çeşmeyi estirirken su içerim avuçlarından o incecik belimi tutup düşlerine bırak beni artık büyüdüm yarı uyanık göçüyorum sana haberin yok. eskitirken geçmişi ölüm beğeniyorum güneşin hiçbir şeyi kırılan küller gözlerimi yumma yıldız sabaha geç değil alnına yürüdüğüm mavi göğsümde bir ahh. ah ki, uçsun göklerde salına salına anlatsın beni kanatlılar kirpik uçlarıma damlayan yağmurlar serçe yürüyüşünde terkettiklerim bugün sarhoşum ve yere sağlam basan kapıları açıyorum insan gibi uyanıyorum doğa zılgıtıyla ses olurken sessizliğime bir ısırık senden bir ısırık benden dua dua yutkunuyorum ömür bereketini kendimim seni çok özledim deniz parçası hadi günaydın de çocuklara. |
serbest şiirlerin tat veriyor
saygı ve selamlar uzaklardan