(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bu şehrin hatay meyhanesi yok şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bu şehrin hatay meyhanesi yok şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
gülmek gülmek ve gülmek ve sonrasında "şaka yaptııımmm" der gibi ölmek...düşlerimde bir kent vardı benim, hiç tanımadığım bir coğrafya...kesinlikle yabancısı olduğum ama bin yıldır orada yaşamışım gibi, bin yıldır tüm mağaralara kazıtlar yapmışım, resimler çizmişim gibi...ama illaki çocuklar...sümüklü çocuklar ve pis vemis kokan! illaki hepside sapsarı ( sarı ördekler gibi çipil çipil bakan) dilimi bilmeyen ama gözlerimi okuyabilen...üüfff şair git başımdaaannn zaten uzun zamandır başımla dargınım hep ağrıda.
niye bu kadar güzel yazıyosun sen kardeşim hasta etme adamı:((
yüreğime ürüyecek tekilliğim bilir miydim işte o vakit bilecem
kızmak şaire yakışır bazen ben de arada kızarım ve kızdığım zaman çok güzel eylem şiiri yazarım... şiir kadını derim Jale hanıma şiire kendini adamış ve bu işe emek vererek yapmaya gayret gösteriyor. anlaşılamadığı zaman kızmasını normal karşılıyorum ben...özür dilemesini de yufka ve engin yüreğine...hep böyle olmalı zaten...art niyetin olmadığı ama eleştirilerin kıyasıya yapıldığı ve kimsenin üzlmediği...şiirin muhtevası biraz kaçmış ve umarım güme gitmez....Bence kendi yorumunu etkili yorum olmaktan çıkarırsa daha iyi olur....ne dersin....
Evet herkes okuyup herkes yazacak sayın Zebercet. Ne de olsa özgür bir ülkede yaşıyoruz. okuyacak yazacak şair ve kitapların alıntılarından beslenecek şair dediğin.öylemi olacak acaba: Şükür çok küçükken Nazım Üstad tükürmüştü yüzümüze onun izlerini taşır mıyım dizelerde bilmiyorum. naçizane kendimize koyduğumuz bir kalıbımız bir de herkes kadar olmasa da sokak ve insan ilişkilerinden beslendiğimiz bir esinimiz bire bir yaşadığımız süreçlerimiz vs onlardan tükürük yer şiir yaparız. bu arada hem okur hem yazarız da ama geldiğimiz yeride biliriz. Şükür Cemal süreya gibi erotik şiirde üst kalıb yaratmış bir şairide es geçecek kadar cahil değiliz. kimbilir belki de saçmalarız. Ancak bir şeye dikkat çekmek gerek derim. Alçakgönüllülük. Bir dalında beş çiçek her kimse tanımam bilmem, şahıs demek ki bunu kendince sevgiliye ya da herhangi dost'a ithaf olarak algılamış Cem demiş, Sevgili Susku'nun örnek verdiği gibi. C harfinden isim türetmiş. Cemal Süreya olduğunu bilememiş ve şiir şaire küsmüş. Gülmüş. Buna bir açılım yapmışız naçizane kırmamaya özen göstererek. böylle olsaydı daha mı iyi olurdu diye.
şairin şiirine bir eleştiri var mı. aksine övgü var. hatta ve hatta benim açımdan baktığınız zaman kurdelaları çok renkli olması gereken bir şiir. yürekten ve gönülden bir kez daha övgüler şairin bu şiirine ama diyelimki arkadaş sormamış kendince bir tamamlama yapmış yanıtı bu mu olmalıydı. Dikkat şiir yazıyoruz, Koyun otlatmıyoruz. Çok net bir soru size sayın zebercet; Şiire ilk başladığınızda ne yapıyordunuz. Bir dönem yazdığım dörtyüze yakın şiir vardı hepsini yırttım attım. Sevgili Kyrie'nin dizesinde belirttiği gibi; Tükürük dolu şiirlerdi ve koyun olduğum dönemlerdi. Şimdi çoban mıyız? ona da haşa. şükür geldiğimiz yeri unutmadık. Çünkü biliriz ki geldikleri yeri unutanlar, bulundukları yerden bir adım öteye gidemezler. Benim açılımım; naifce, aydın, okuyan yazan olgun biri olarak tahmin etttiğim bir yazar dostun daha yumuşak cümleler kurabileceği temeli üzerine oturtulmuşken ve yeni yazan insanların şevklerini kırmamak kaygısını taşırken neden böyle bir tepki bunu anlamadım. Refüze yok, incitme yok hakettiğim bir sözse bunlar aldım başımın üstüne koydum yok değilse ben okumadım sizde yazmadınız. Siz şiir yazmaya devam edin. biz şimdilik daha yazamıyoruz. ilginize teşekkürler.
Şiirle ilgili uzun uzun yorumlara gerek duymadan tek cüleye indirgiyor be kutluyorum şiiri Şiirleriniz yeni zevklere kanat çırpmaya sebep oluyor daima Sağlıcakla kalınız
aşağıdaki açıklamanı üzülerek okudum... bu açıklamaya gerçekten gerek yokmuş... yokmuş çünkü şiiri okuduğumda daha başlığında cemal süreyya ile ilgili bir gönderme olduğunu anladım... şairlerin şiirlerine konu ettiği ya da hayatlarından çekip çıkardığımız mekanlar, yaşanmışlıklar vardır...
özellkle hemen her şairin etkisine girdiği,tükürüğünden bir okka yediği şairin bilinmesi gerektir...
ayrıca ne önemi vardır şiirin kime ve neden yazıldığının...
ancak; her şiir yazanın aynı zamanda okuyorda olması gerektir... kendisini anlatmaya soyunan bir yazarın elbetteki anlatılanlardan bi haber olmaması gerekir...
ve yine ancak; o tükürüğün pekte kolay silinemeyeceğini bilen ve idrak etmiş biri olarak samimi itirafınızı ve kendi şiirlerinize bu kadar samimi yaklaşımınızı ve bunu tam da bir şair üslubuyla anlatmanızı hayranlıkla karşıladım...
"şimdi
yarınsız bir şehrin karnı diye girecem başlayacaklar öyle yazılmaz falan; çekemeyecem. vazgeçtim ciciliğimden suratımın ortasında kızgın bi şair tükürüğü var süreya’nın olsa gerek bilmem artık bi durun susun bi. onu silecem; "
bu dizeleri yazabilen bir kalem var dikkat...
diyorum ki;
evet herkes okuyacak,herkes yazacak,herkes konuşacak amma saçma sapan değil...
dikkat şiir yazıyoruz,çayırda koyun otlatmıyoruz...
aslında şimdi "koyun otlatan kötü bir iş mi yapıyor" diyenleri duyar gibiyim... hayır...
hatta birgün etilerde bir mekan alır coşkun abi muhasebecisine "CS" yani adı ve soyadının baş harflerinden oluşan kocaman bir tabela yaptırın diye talimat verir
iki gün sonra neon ışıklarla etilerde tabela hazırdır ...
aa birde ne görsün kocaman bir tabela SİES diye şaşırır bağırır çağırır nedir bu rezalet ben size CS dedim :)
işte Sİ-ES dediğiniz için bizde yaptırdık derler :))))
öylece kalır mekanın adı ... yarı türkçe, yarı ingilizce olarak.
:)
bakmayın havanın ısındığına siz bir gün bu şehir de üşüyecek hissediyorum öyle böyle değil. çok.
mesela bir sabah açacağım perdeleri ağaç; ağaçlar yok bahar; baharlarım yok cemal süreya yok
...
işte bu yüzden şiir yazma işinin içinde ve arka planında her zaman müzik vardır... yazmak soluk almaktır yani
her şairin kendi soluğu ve soluk alıp verişinde kendi ritmi vardır / biz bunu görebiliriz bazen şair bir şiirin dize yapısındaki melodiden o şiiri kime yazdığını bizler tahmin edebiliriz tahmin edemedik mi ayıp değil ... bu yüzden sorabiliriz SİES kim diye :)
ben kaçtım şimdilik şiirden gece gelecem tekrar :)
aklıma "boynır'a gidiyorum" diye dolaşan boyner müdavimleri geliyor. ilahi susku :) hala gülüyorum hala. oysa bu şiirde gözlerime bambaşka bir şey kaçmıştı.ne iyi ettiniz,toparladınız dağılan yanlarımızı,siz bu işi iyi yapıyorsunuz forum başlıklarından da belli :)
şiir tadında şiir. Günlük kullanım dilleri öyle ustaca girmiş ki dizelerin içine, samimiyet yekpare oturmuş şiirin özüne.Dil, kurgu, imge geçişleri o kadar ince örülmüş ki; Şair adına onur duymamak elbetteki olası değil. Ancak yukarıdaki yoruma üzüldüm açıkcası. İnsandır bu beşer şaşar. bilmemek ayıp sayılmamalı diye düşünüyorum. elbetteki ayıp ama bu olguyu direk yorumcuya yüklemek ne kadar doğru. Her şiir yazan Cemal Süreya'yı bilmek zorunda mı. Üstelik böylesine içine büzülmüş, Okur /yazar kimliğinin minimal ölçülerde yer bulduğu bir ülkede. insanları Cemal Süreya'yı bilmiyor diye eleştirmek ne derece doğru. Daha düzeyli ve bilgilendirici bir geçiş olabilir miydi? Şiir şaire küsmez. Çünkü et tırnakdan ayrılmaz. ancak yeni yazan ya da gayret gösteren şiir sevenleri, yazmaya öykünenleride şiire küstürmesek olmaz mıydı diyesim geliyor. Mesela Durcan Yaşacan. Neden bu örneği verdiğimi sorarsanız en yakın dostlarımdan biri, Öykü de dil kullanımında gerçekten kendine özgü yaratısıyla tez konusu olan, kitapları beş dile çevrilmiş bir yazar arkadaş. ne kadar tanıyorsunuz ya da Dünya Şiir antolojisine giren şiirinin hangisini olduğunu biliyor muyuz desem . Hangimiz yeterince yanıt verecek. Sürç-i lisan ettimse affola ama gülmek edebi sanatların kültür seviyesine endeksli olduğu bir ülke de bizim gibi insanlara hiç yakışmıyor kanımca. saygılarımla.
umutca tarafından 5/6/2008 6:47:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Evet şair güzel tarif etmişsiniz şiir sokak çocuğudur, orda büyür orda yeşerir, orda delikanlı ve bıçkın, orda olgunlaşır. Çünkü herşey sokak aralarında insan manzaralarında ve hayatın içinde gizlidir. Şairde ebeveynidir. onu harmanlar aşklarından sızılarından doğum sancılarından. O yüzden yetim kalmaz hiç. hep büyür büyütür. Bir arkadaşın forumda belirttiği gibi kendini aşan çocuklar üretir. binlerce milyonlarca. Eğer onu sarayın içinde haremlik selamlık oynatarak büyütmeye kalkarsanız. baktığı kadar büyüyerek üretir. Teşekkür ederim böyle bir tesbitle farkındaksızın şiiri böyle güzel tanımladığınız için. kanımca sizinle dayanışım ve paylaşım içinde olanlar üzülmeyeceklerdir. çünkü kırıcı bir kaygı yok. izninizle kapatıyorum bu süreci. Bugün canım hiç gülmek istemiyor çünkü. sevgi ve saygılarımla kalın.
Siteye kayıtlı yüz seksen yedi şiirimin içinde bir tanesi için kaygılanmış ve bikaç kelam etmişim, "benmerkezci" ilan edildim; anlayışınıza teşekkürler. Bu sitede ve dışında, çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla uykusuz geceler geçirdiğim onca gencin, onca şair adayı dostumuzun kalbi kırıldı bu sözcükle eminim. Benim kalbimse, yaptığı işe inanan zira inandığı için ardında durmaya çalışan bir emeğin sözcüsüdür kolay kolay kırılmaz. Tartışmayı seviyeli boyutta tuttuğunuz ve bütün düşüncelerinizi içten bir şekilde ifade ettiğiniz için teşekkürlerimin yanısıra sokaktan beslenen şairlerden söz ederken
"Orhan Veli, Cemal Süreya, Sait Faik ,Aziz Nesin gibi değerli ve Sokaktan beslenen yazarların adına kaygı duydum sadece. Onlarında mı içlerini boşaltıyorlar kaygısına takılıverdim. pencereden bakanların gördüğü düşlerde." yani bunu derken şiire sokak çocuğu demiş birine yazarken bu cümleyi biraz insanfsızca ve araştırmadan, geriye dönüp bakmadan anlık hislerle davrandığınızı düşünüyorum hepsi bu.
dost bu ülkede üstelik görsel medyanın herhangi bir kanalında kitlelerce benimsenen bir şarkıyı albümüne alan bir şarkıcının Sözlerinin kime ait olduğunu bilmediğini gördüm. Üstelik o kitlelerin sırtından rantlar kazanmasına rağmen. Eğer bu ülkede 16 yaşından büyük olupta cemal süreya'yı bilemeyenler varsa bir de şiir yazaıyorsa çok da şaşırmamak gerek derim ben. Eğer kızıyor öfkeleniyorsanız hassassanız. bunun adı duyarlılık falan değildir. başka birşeydir. Ülke gündeminin sorunlarından sokağın aynasına yansıyan yüzlere ne derece gözlemci olarak baktığınızla ilintilidir. Ki; Bir şairin özellikle olması gereken yetilerinden biri. Ben inanıyorum ki; Cemal Süreya sağ olsaydı ve bu yazıyı okusaydı ne derdi bu yorum hakkında bilmiyorum. Kendisi bile okusa bu şiiri fotoğrafı çıkarın ordan anlaması uzun sürerdi kendisi için yazıldığını. Tükürük bölümü olmasa, bir de foto olmasa benim bile anlayabilmem kabil yanından değil. Böyle bir şekilde yorum yaptığınız için gerçekten üzüldüm. İnanın akşam şiiri seçki de gördüğüm zaman neden kırmızısı yok hakettiği yerde değil diye üzülmüştüm. Hatta yorum bile yapacaktım. Sonradan polemik olur diye vazgeçtim. şiir anlamında gerçekten kurdela hakeden bir şiir. Ama ben merkezci bir duruşla bu denli keskin olmanın doğruluk ölçüsü zedelemiş açıkcası şiiri. ve yazılacak birşey yok şiir adına. Orhan Veli, Cemal Süreya, Sait Faik ,Aziz Nesin gibi değerli ve Sokaktan beslenen yazarların adına kaygı duydum sadece. Onlarında mı içlerini boşaltıyorlar kaygısına takılıverdim. pencereden bakanların gördüğü düşlerde.
Yorumunuzu, içten üslubunuzu taktir ederek okudum ve fakat; asla ve asla arkadaşınızı küçümsemek adına değil; Dursun Yaşacan ismiyle Cemal Süreya ismi bir potada değildir ve şiirle uzaktan yakından ilgilenen her kim ise, bu iki isimden elbetteki Cemal Süreya ismine daha fazla aşina olmak durumundadır. Haa, şunu diyebiliriz; on altı yaşında bir üye gelir, ben asla bu ismi tanımıyorum der ve canımı yer. Ona anlatırız kim olduğunu seve seve. Şiire benim kadar aşık olan biri bunu severek ve yüksünmeden yapar. Eğer ki şiirde Süreya'dan bahsetmedimse. Eğer ki onun isminin ve soyisminin baş harflerini vermedimse şiirin sonunda. Eğer ki onunla özdeşleşmiş bir meyhanenin adını şiirime isim etmedimse... Bu eğer'kilerim uzar... Google diye bir şey var. Tek bir kelime yazıyorsunuz; size aklınıza gelmeyecek onlarca manasıyla döküveriyor liste liste. Yeter ki şiirin yazılma aşamasınca verilen emek kadar değil, on saniye zaman harcamış olalım. Artı, size ilginç bir şey söyleyeyim ki; bu şiirde o açıklamayı yapma gereği duymama sebep olan kişi, bu sitede şiire gelmiş olan yorum sahiplerinden herhangi biri değil, dışarıdan üstelik en yakın arkadaşımdır. Yani galeyana mahal yok. "Güle Güle Cem " diyen arkadaşımızın Süreya'ya belki de Cem adıyla hitap ettiğini düşünecek kadar art niyetsiz biriyim ben. İçiniz rahat olsun. Artı Cem, eşimin adıdır ve fakat şiirimle bir ilgisi yoktur bu adın; buna rağmen yani... Düşünün. Kimseye bir ders vermedim, bir çıkış da yapmadım. Sistem diyor ki; istediğiniz yorumu etkili seçin. Etkilendiğim yorum kendiminkidir. Zira sinirlendim evet. Ve zira ancak kendi yorumumla şiirimdeki duyguy sakinleştirebildim. Arada bir ve hatta bir şiire kime yazıldığına dair en büyük ipucunu veren fotoğrafı eklerseniz, ithafın adınız bir mısrada zikrederseniz ve şiirin sonunda şahsın isminin soy isminin baş harflerini de ilave edersiniz ve buna rağmen size kimdir bu şahıs diye bir soru soruluyorsa öfkelenme hakkınız vardır; bu denli anlaşılamıyor muyum diye... Bilmem ki anlatabildim mi... Yoksa ukalalaık falan değildir niyetim. Haa ukalalığın şu kısmının ardında duruyorum; Cemal Süreya'yı tanımayan adam hiçbir edebiyat sitesinde on altı yaşından büyükse, gezmesin, dolaşmasın, hiçbir şiire yorum yazmasın lütfen. Benimkine mi? Asla!
yüreğime ürüyecek tekilliğim bilir miydim işte o vakit bilecem neymiş kocaman bir aşk tarafından insafsızca terk edilmek
KOCAMAN BİR AŞK TARAFINDAN İNSAFSIZCA TERK EDİLMEK VE ARDINDAN ŞAİR DE GİDER DİZELER İZİN VERİRSE ŞAYET SONRA ŞİİR GÜLECEK GÜLECEK GÜLECEK AMA BİZ YÜREĞİMİZDEKİ YANGINLA BİR MATEM HAVASI
ŞİİRİ ŞİİR YAPAN TÜM ÖĞELERİ TAŞIYAN BU ŞİİRİ VE ŞAİRİ SELAMLIYORUM
Can Yücel'in yolu birgün Ankarada C.Süreyya parkına düşer,parka otururu ve bir şiir yazar.
Bir Kasım güneşlisinde meclisin o askeri duvarının dibinden geçip geldim oturdum karşına senin... hiç bu kadar mülk sahibi olmamıştın
epiy bir yüzölçümün var bir basket sahan çocuk bahçen havuzun iki kutu gibi helan akasyaların var Sunay Akının dediği gibi Gülcemallerin solmuş biz de gelecek yazı bekleriz tek tük de çimen yeşlili var serpili çocuklar okulda şimdi ama okuldan kaçmış liseliler var kırıştırıyorlar akrabalar da vızır vızır etrafında olsun sen geceleri çıkarsın zaten ortalığa bankların üstünde eski aşklarınla al takke ver külah parkın sana kutlu olsun
diye...
Şairi,şiirden başkasının tanımadığına üzülür.Bir gün duraktaki yolcular arasında otuz yaşlarında bir adam pazar postası okuyordur.Hemde Cemal Süreyya'nın bulunduğu orta sayfayı...Adama éNasılsınız efendim,ben Cemal Süreyya'diye yaklaşır.Adam."Memnun oldum.Bende Nuri Pakdil.der...
Bu muhteşem dizeler nerelere götürdü bak Jalecim...
bir sabah uyanacam açacam bütün gözlerimi ve bütün sözlerimi kapatacam artık kızgın bir şair tükürüğü var gırtlağımın boğumunda onu yutkunacam çokça utanarak ahhh…
ah anacığım ah ölecem di mi sonra senin gibi o’nun gibi erzincan’da doğmadım ama
son’um gibi gömülecem istanbul’da
EN GÜZEL GÜLÜCÜKLER OLSUN GÖNLÜNÜZDE...ÇİÇEKLENSİN. GÜZEL DİZELERİNİZİ KUTLARIM.YÜREĞİNİZE SAĞLIK.RABATLI
hatay meyhanesi, süreya'nın sağlığında arkadaşlarını ağırladığı ve şiir yazdığı istanbul'da ve hatta şimdi bostancı'ya taşınan ve hizmetine orada devam eden ve fakat adı cemal süreya ile özdeşleşmiş bir mekandır.
ve ben bütün bunlara rağmen "cs kim ki?" şeklinde bir soruya muhatap oluyorsam
ya benim aktarımımda bi eksiklik ya da tuhaflık vardır
ya da bunu soranlar benim şiirimin değil, hiçbir şiirin yanından geçmemelidirler
zira ben daha da fazla utanırım süreya'dan ve diğerlerinden "şiir adına"
Meyhaneniz bizi de allakbullak etti..İçemedik ama,sendeledik..Erzincan'ın soğuk sularıda aslında geçerdi bunun yerine...Güzel bir şiirdi.Kutlarım.Selam,saygı.
yarınsız bir şehrin karnı diye girecem başlayacaklar öyle yazılmaz falan; çekemeyecem. vazgeçtim ciciliğimden suratımın ortasında kızgın bi şair tükürüğü var süreya’nın olsa gerek bilmem artık bi durun susun bi. onu silecem;
Tebrik ediyorum kendi ile alay edebilen bir şair . Güzel de dizeler olmuş. Kalemine sağlık.
Bu ülkede ağlamak için neden çok...
hatta daha da öteye giderek diyorum ki; Türkçede çok kelimesini pekiştiren kelime var mı ?
varsa onu söyleyin... ben de ağlamak için neden .....diyeyim sizden alıntıyla
Örnek mi ? En azından bu ülkeye bir ATATÜRK daha gelmeyecek !! Bunu biliyoruz ya ;
Al, sana ağlamak için başlı başına sebep
Siz en iyisi mi Şiirdeki gibi gülün, gülün, gülün
SAYGILARLA