yalan...ben değildim ki gösteremedi diye sana kendini eteğimin ak fistosuydu o gün hüngür hüngür ağlayan ve işte aynı gündü tabağıma uzanmış yatan balığın ölü gözündeki yaş sensiz geçeceği içindi yapayalnız boğazımdan sana koşturup dururken ellerince çok sevilen şu elim bu kentin kaldırımlarını arşınlayan topuğumdu vurmasa bile papuç durduk yerde öylece al al kanayan yanıma gelip oturan kadın yanımdan geçip giden adam o ana-kız. hemen yan masa. ki tartışmışlardı duydum ve kuşlar ve vapurun çağıran düdüğü ve göztepe ve karşıyaka ve izmir yüzüme bakan anlardı o gün ve işte onlardı seni sensizken bile delice sevdiğimi anlamamı sağlayan ve fakat bazı filmler çekiyorlar söyleyeyim diyorum unutuyorum bir kitap okuyorum kurutulmuş bir gül çıkıyor satırların yarasından vereyim diyorum bekletiyorum gül kurusu soluveriyor birden zaman rakı içesim geliyor ara sıra boş/veriyorum bardağı götürüyor garson şimdi diyorum istanbul’suz istanbul’suz üstelik susuz içsem başım dönecek biliyorum sonra dönmeyecek aklıma geri ve büyük kızım dönecek diyorum y/az kaldı diyorum. dayan... ağlamıyorum ağlamayarak yazıyorum sana bu mektubu ben mutluyken sevdiğim ağlayamam ki inan JD |
Teşekkürler...
Sevgiyle,saygıyla...