Ölü Kadınlar Mabedi
Gülüşüne kıyamet inmiş kadınlar vardı
yarı beline çıplak suyun içinde. Çıplak ayaklarımı sürüdüm peşim sıra dört bir yanım yâr kesiği kollarım tutmuyor . Tutmuyor ve kopmuyor kökünden diye hayıflandım. Dün Nefesimi tuttum öylece ağzımda tütün tadı çöp kutularında sabahlıyordu kediler Pazar yerinde kaybolmuş bir çocuk hüznünde boğulur gibi üzerime çöküyordu akşam. Bugün Ellerimi ceplerime sakladım ceplerimde saçların. Yüzümde yara izi taşır gibi saklıyorum şimdi seni onlardan... Gülüşüne cehennem değmiş kadınlar vardı yarı beline çıplak toprak altında. Gece iniyordu dağlarıma Herkes ateşe dayabileceği kadar günah işledi de Beni senden sordular haksızlık diyecek oldum Sonra oturdum yara oluşunuda sevdim... Tanrısız çocuklar ellerini yüzümde gezdirdi yeryüzünün üzerinde böylesine yorgun ve göğü yüreğime sıkıştırmış halde nefes alıp Atmosferik öksürük nöbetlerimden arta kalanım ne ise bağırmaya başladım. "Siz kan ve kin üzre doğanlar bu sizin savaşınız ve bu ölü tohumlar sizin çocuklarınız " Gülüşüne şiir inmiş kadınlar vardı büsbütün çıplak göğün üzerinde. Günaşırı ellerimi uzatıyorum göğe soğuktan kararmış dağ köylüsü gibi kıpkırmızı kesiliyor yüzüm Çıplak memelerinden emiyorum çiğ sütü Acemi heyecanlarıma gülüyor musun beni önce öpüp sonra doğurur musun. Tanklar geçiyor üzerimden tren rayları boyu İhtilal oluyor beyim diyorlar evinize gitsenize . Diyemiyorum şu ağaçlara gözleri değdi... Gülüşüne ölüm inmiş kadınlar vardı yekpare siyah şurda göğsümden içre bir yerde... . |