kurak bir mevsim müptelasıyım.biri mırıldansın şarkımızı, bu kör rüyadan uyanayım... davetsiz misafirlerin suç işlediği gönlüm, göçebe bir musalla gibisin... -hecelerim kursağımda düğüm düğüm, kurak bir mevsim müptelasıyım. kilitlesem sabahları gecelere, bil ki farketmez. kirpiklerimden vurulurum ansızın. yorgun olmak, yorulmak demek değil anlatamadım sana, vuslatımdan çizik yemişim, zifiri karanlıkta boyun eğmişim. metruk bir virane bulalım bu körebeye, maskelerini düşürsün bütün keşkeler. ben gözleri sana bağlı olayım, takılayım düşeyim izbe köşelere. sen bir kenarda otur, izle mahşerinin provasını. -oysa ne aydınlık adamdım bilemezsin, soluk soluğa yürürdüm adımlarına. içimde bir sen birikmiştin, her şiirimde isim sendin oysa. "kelimeler prangalanmış malumum ayaküstü anılarında ikinci cümlelerin sonundayım artık" onlarca işkenceden sağ çıkan şiirler, omzunda tüneyen gül kokusuna yenildi. yazgısı alnına sığmayan ben, hangi gecenin nöbetinde denk gelirim, düş sattıran bakışlarına... -kim bilir belki de hiç görüşmedik kuytularda, kim bilir belki de hiç öpmedim ellerini. "artık parmaklarım bir tek yas tutuyor filizleniyor adım toprağa" ve ben ! müebbedime iman ediyorum. başkenti olmayan yurt gibi, g/öç edilmişim... İsmail Yılmaz |
………....................................Saygı ve Selamlar..