Tan yeri kızıllığına dönüyorsun...Suratımın ortasında sen diye çıkan, Sırat çizgisi..! Nabzımdan ölü kontolümü yapıyor kuklalar. Evvelce yudumladım ülkünü kezzap gibi, Sözlerin cinayetimdir... -Nasıl da böyle oldum bilmem, Dil yarasından kangren. Oysa ki bende sallandım beşiklerde, Masum bir bebek gibi... Korkuyorum bilmiyorsun gecelerin ölmesinden, Damarımda kuduran kan damlalarım var. Felç iniyor gözlerinin uzaklaşmasından, Duvarlara yaslanıyorum bedenim yitik... Gülücük bırakan dudakların, Ertesi evveli olan anları anlatıyor şimdi. Çekmecende gizlediğin sihirli mendilini, Karnımın ağrısına feda etmiyorsun... -Bilmiyorum kim kesti gövdenden, Filizlenen dallarımı. Ne çabuk dondu avcumda sana sunduğum alev, Ve sen ne garip attın beni uçurumlardan.. Düşemiyorum... Vardiyası mayalanan gece bekçiliğimle, Boynumda hiçliğe göçen bir duam var... Derine sinmiş ağlayışlarım, Cansız fermanımı okumayışınadır, Tüm kırgınlığım... -Sıfırla çarpılan benliğim kayıp, Ruhum sığınaklardan kovulmuş. Sayfaların ardına eklenmiş virgüle, Çöl de su bekleyen bir güle, Dökülerek cehennem kuytusundan alev alev, Bir şiirden bir dörtlüğe düşüyorum... "neyleyim şehirde sensin burda sokakta dilim kınına girmez, kanarda dökülür kim sever seni ben gibi mavice uzakta bir sabah ufukta bir aşık öylece ölür." Hançer izi sırtımın her yeri, Vakit ısıtmıyor anlamıyorsun... Biraz deli biraz esrik, Tan yeri kızıllığına dönüyorsun... -Öyle ki... Her sözde feveran her halde cereyanım. Kapkara bir yerde mumun alevine muzdarip, Sen diye göğsümden gönlüme heyelanım... "Bırak bıktım diyenler bıksın sen bakarken, ben ruhumda sana bir şehir kurarım... içi dört köşe, tek kalp..." İsmail Yılmaz |
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN…
Çok beğendim…
....................................Saygı ve Selamlar...