SANCILAR KUNDAĞII. Sevginin hiçlik payandası üzerinde durmuş denizin kravatını bağlıyorum güneş ayaklarını soktuğu sudan utansın diye. Zamanın ritmik adımları ile ölümlenmiş satranç ustası bir berberin, kör jiletinde kaybediş titremesi yüreğim. oysa arı tenimde biraz daha süzülsün diye şavkı masadaki kavanozda çırpınıp duruyor balıklar. Yoksan, unuttum cemresini gözün düşmüştü yanan şehirler gibi duman ve kül içinde “ellerimin menekşe gölgesinde o ölü tenin” elma bahçelerinde yuvasız kalmış kurtçuk gibi zavallı sokulamamış dünyanın yanağına kalakalmış kalabalıklar içinde yalnızlığım. II. Çatlağından sızarken yer kabuğuna büyütüyor bütün ağuları beni emzirecek zakkum aldansam pırıltısına her günü yenisine mühürleyecek bu yüzden kafir/hanelerde dervişim Kandilime kum dolsun ki ben ana rahmi bildim beton dökülmüş bütün istiridyeleri ufacık aralığından gördüm okyanus diplerini yeşildi… Umut güne kalsın kanıma kıvılcım düşüren cellat koşması ürkek bir bıçak korkusunda şimdi göbek bağımı kesecek göğsüne yonca işlemiş türküler ayağımın sızısı ile her mevsimin kapısında kalacağım kabuğum sağanak hüzün meridyenim başka gezegene öykünmede keyfi beyde yok dudaksız sigaramın kendini dilediğince veriyor mezarına düş karaborsa III. var sayalım ki taşız aşk rüzgarla yeşilliyor göğsümüzü dip komşumuz nar çiçeği yel götürmez dostluklar var o zaman ışığı balkonumuza düşürmeyi biliyoruz zeytin dalı gölgesinde masum nehir bakışlarımız çivi delikleri daha çatlatmamış ömür tahtamızı yitik sevişmeler iliştiriyoruz yakasına bulutun sonbahar yanığı yaralı bir yaprak kar çiçekleri lanetleyerek toprağı açıyor ulu göğün yelkenini harmanına avuçlarına düşerken yıldızların arasından kayarak sersem taşların suda sekmesi gidi çırpındı aşk gömüldü derin sulara hakikat gibi görmediğin o gök cismi, çırılçıplak yüreğim dalında yasak meyveler veriyor hayat oysaki sancılar kundağında çiftelediği yavrusuna sakat bir ad doğuruyor körler aşk der tınısına yürümez bu dil dermanım karanlığın merhemi bulunmaz ışıkta her cümle koşuşan ceset dilimin ovasında öznesi ölü tümce ruhum kulaklarına zil takmış bir dilenci ıslak tenli toprak gözlerim katlin fikri çiçek açmış gömülmeyi bekliyor şiir kefenimde sancısı sanrısı yazgısı bir avuç toprak her kavuşmak düşümde ölü bir korkak K.Y. |
aşk ve yaşam suda sersem taşlar gibi sekerek ilerler
direnir ,çırpınır izi kalır ardında
yüreğiniz dert görmesin