Yenik Huzur
Yurdumsun, ey uçurum,
Eller bir cihan harbi, Üşüdükleri an kıyamet kopacak, Vakit tamam, Her şey tamam, bir şey fazla: Belki kendimiz, Ve hatta her şey tamam, bir şey eksik: Belki kalem fazla, belki eksik silgimiz. Bir siyahi bulsam kendime, Eminim ki beni görse, Ardına bakmadan kaçacaktır, İçimdeki karanlık yüzünden. Biz ki, İçindeki kansere alışan bir hasta gibiyiz, Hiç mektubu gelmeyen postacı, Aklımız huzurun verdiği huzursuzluktan karışıyor, Sıralara yazdığımız kopyalara bakarak; Cevaplıyoruz hayatı, Oysa yanlış dersi yazmışız alnımıza. Pahalı isteklerimiz var bizim: Huzur, huphuzur ! |