Zümrüd-ü Ankaormanlar göçüyor gözlerimden mor dağlar ufalıp dökülüyor dehlize sırtımda ayaz yitmek ellerinden bir mevsim daha menekşe kokulu derelerin sesinden düşüp dillere ölmek sevgili ölmek... en çok da ölmek istedim teninle yıkarken günahları en derin nefesimle... nevbahardan kefen kollarına sarınıp göçmek göğün suç ortaklığında göğsümde çoğalan hasretinle bulut bulut avuç avuç yağmak şehrine gülüşüme sığınan cümle gülüzarları kurutan sızımı bırakıp uçurumlardan öykünmek Zümrüd-ü Anka`ya elpençe mihrabında bir rüyanın ellerim ellerime saçlarım geceye dolanır kuyusu olur gözlerim sana sus(a)maların kamerin yüzü aşkına sırların üşüyüşü suların gözesinde tek ağaçta unutulmuş dilekler gibi savrulurum gecenin duldasına dokununca sineme nazların tam şuramda genzimde boğan hıçkırıkla dökülür onca yas Tuna`nın akışına yüzünü yıkadığın Karadeniz´le bulaşır yosun rengi gözlerin gözlerimin elasına ölürüm... ah aşk diye bildiğim, vurgun! siyah bir denizin dul bıraktığı kadınların yaktığı ağıtlardan bilirim ayrılığı bir ceylanın kaybettigi yavrusuna eğilen bakışlarında kurulur kıyamet! yaradan ötedir yar ben yaramı sende tanırım! küllerinden doğan Anka Kuşu`na vuslatsa yanmak yedi badireden geçip yarana dökülen gözyaşı olurum... sude nur haylazca |
Hoşa gidecek duygular toplanmış umutlarla raks etmekte...
Beğendim, içtenlikle kutlarım…
............................................................ Saygı ve Selamlar…