YÜZLEŞME
Beklemediğiniz anda
bir ayna belirdi karşınızda tesadüfen işte ete kemiğe bürünmüş ruhu tanrının nefesinden sır’rı sizden öteye geçememiş dile gelişine şaşırmadınız; “Sizi daha iyi duyabilmek içindi suskunluğum oynadığınız rolü anlama çabasıydı sükunetim loş bir aydınlığı hayatın kocaman sahnesi sanarak oynadınız yanıldınız”diyordu. gözyaşlarınız makyajınızı sıyırıverdi aniden çamurlu yollar belirdi suretinizde karanlık ıssız bir geceydi yüzünüz içinizdeki acınası telaşlarınızı suretinize kustunuz inanmak güçtü bu yansıyan bu siz miydiniz? sarhoşun kaldırıma kusuşu sendeleyip düşüşüydü haliniz ne kadar ucuz olduğunu fark ettiniz ve ne kadar aciz göründüğünü yansıyan hakikatinizin yüzleşmek şubat soğuğuydu filizlenmemiş tohum sıkıntısı meyvesini taşıyamayan dut ağacı kabuk altındaki yaranın tazeliği tesadüfen yüzleşmek hele rahme düşmeyen çocuk hiçliğiydi bir izbede kürtaja aralamak bacaklarını kaldırımlarda ucuz topuk tıkırtılarıyla alıcı beklerken bir çocuk bakışıyla karşılaşmaktı ömrün fitne fücur anlarıydı tesadüfleriniz vicdan belasıyla kanlı bıçaklı olmaya bulanık suların ardındaki herşeye sebep oydu o yüzdendi yüklenişiniz ölmeye yatmak düşünceniz dönün sırtınızı sizden yansıyan ne varsa herşeye koyu bir makyajın ardında bırakın aklın almayacağı sırlarınızı gücünüz yetecekse savaşmaya alt edin vicdan belasını yetmeyecekse olduğunuz gibi yaşayın! Hüseyin Gökmen |