0
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
97
Okunma
ŞİİR KIZ
cesaretin ilk vuruşuyla
bir kapı açıldı önümde
adımlarım ürkek ve telaşlı
hevesim kalabalık gözler arasında
toydum, bilmiyordum kuralları
defterinden koparıp
bembeyaz bir dostluk uzatmıştın arka sıradan
göz göze geldik, utanmıştım
yeniydim buralarda
neyse ki yıldız saçıyordu gözlerin
aydan ödünçtü gülüşün
“utanmayı biliyorsun” demiştin
göz göze gelmeyi seninle öğrenmiştim
bütün ayrıntıların belirgindi,
şeffaftı taşıdığın renkler
aklına estikçe rüzgâr
ruhun bir uçurtma gibi dans ediyordu önümüzde
bedenin üşürdü yaz kış
ve inatlaşırcasına pencereyi hep açık bırakırdın
rüzgârın estiği yönü arardın
gözlerin hep uzaklara dalardı
türküler söylerdin ara sıra
sesin ısıtırdı bizi
bir hayalin vardı ki
anlattıkça inlerdi sazın teli
yürüdüğüm yolda
ilk seni tanımıştım
ve ilk seni yazmıştım beyaza
hani elimde olsa;
kenarlarını mor salkımlı çiçeklerle süslerdim hayatının
henüz çok erkendi,
içinde “henüz” geçen bir zamanın toyluğunda
ilahi bir tutkuyla
bileylenmiş bıçağa inançla
kördüğüm inadıyla
aşka sığındın hayatının baharında
oysa bir kör makastı hayalini biçen
göremedin o elbise sana çok dardı
yüreğini sıkardı
ve en büyük felaketle sınandın
gördüğün son şey parlamasıydı
son hükmü yazan kalemin
kopkoyu mürekkep lekesiydi hayalinin üzerine düşen
karaya bulandı çeyizindeki dantel
ki sandığın en güzide parçasıydı
annen örmüştü, ne çok severdin
öyle söylemiştin
bilseydin,
ah bilseydin; vazgeçer miydin bir gerçek uğruna
1001 gecelik masaldan
üzerine giydirdiklerinde anladım;
bir duvağı ve bir demet çiçeği taşımanın ağırlığını
o gün sana duvak biçen terzinin
bütün iğnelerini yutmuştuk
o gün sana duvak biçen terzinin
bütün iğnelerini yutmuştuk
o gün sana duvak biçen terzinin
bütün iğnelerini yutmuştuk…
inanmazsın; biri “yalan” der umuduyla
günlerce sordum seni
inanmadım göç mevsiminin başlangıcına
seni son gördüğüm yere götürdü adımlarım gövdemi
gövdemin ardında bir yürek çarpıyordu umutla
yürek eğinceye dek başını,
umuttan geçinceye dek bekledim gelişini
yağmurlar hüzünlü bir şarkıya başlayınca anladım;
geçişsizmiş bu mevsim
cemre düşmezmiş solan bahara
meğer bilirmişsin; dar zamana yenik düşeceğini hayalinin
yedi satırlık bir mektupta anlatmışsın yaklaşan vedânı
bilir miydin; rüyalar yedi saniye sürermiş yalnızca
gerisi sabahına uyandığın hayatmış işte
sen hiç uyanamayacağın bir kabusa yummuşsun gözlerini
elimse olsa; Temmuz güneşiyle uyandırırdım seni
kenarlarını mor salkımlı çiçeklerle süslerdim sabahının
sen kök saldığında toprağa güzdü
ne yağmurlar yetti, ne gözyaşları yeşertmeye toprağını
öyle çorak, öyle ağırdı gidişin bütün toy heveslere inat
alelacele yıkadılar senden sonra şehri
hiç izin kalmasın diye
inanmazsın; başaramadılar
bir türkü bıraktın ardında senden yadigar
ne zaman seni düşünsem sesin girer içeri
yankısını kimse duymaz
sana türküler yakışırdı zaten
bir de hüzünlü şiirler
yakama iliştirilen fotoğrafını
bir çiçek gibi kitabın arasında sakladım
geçen o şiir geldi aklıma
sayfasını araladım, sen hâlâ oradaydın
kurumuşsun, sararmışsın, rengin solmuş biraz
bir şiirin hüznü bulaşmış yüzüne
lakin gözlerin hâlâ yıldız taşıyor şiire
şiirle öyle bütünleşmişsin ki
sen şiir olmuşsun, şiir sen
o şiirin adını verdim sana
o şiir ki yazılmalı senden kalan beyaza
yüzünü bir şiirin bağrına sakladım
kimse bulmasın diye
ve bir gece rüyama girdin
hiç değişmemişsin
yanıma oturdun, gülümsedin, üzülme dedin
anlatsam inanmazsın;
ne kadar gerçekle yıkasalar da şehri
bir rüyanın izi hiç geçmedi
geçmedi Şiir Kız
orada sen gülümsüyordun
04.02.2025