PENCERENİZİN ÖNÜNDEiçinizin içinde bir tahtınız var mıdır sizin de iyice dalıp derinlere geçmişi düşündüğünüz ya da geleceğe bir falcı gözüyle baktığınız ortasından nehir geçen kentin arka sokaklarında bir satıcı sesiyle bozulur mu rüyanız gerçeğe uyanırsınız birden karşınızdaki küçük pencerenizde yeniden seksek oynar çocukluğunuz dizleriniz yara bere içinde kalır kovalamaktan, kovalanmaktan içine dalarsınız üstünüz toz toprak içinde ne olduğunu anlamadığınız bir darbe gününde değirmen önüne kıra götürür öğretmeniniz düşünmezsiniz hiç dizleri yara bere içinde kalır mı askerlerin de önünden yürüyüp geçersiniz çocuk şarkılarla, marşlarla pencerenizin önünde yaşar, ölürler peçeli bir gelin at üstünde durur bir hanın önünde onun da rüyaları düşleri var mıdır aklınızdan bile geçmez gelin indirilir atın üstünden nereye gider, ne yapar, damat nasıl biridir hiç düşünmezsiniz hana girer hanenizden insanlar girer çıkar köylünüz, dahası akrabanız Hatip dayı oğlu Süleyman bir öyküde kalırlar yarım gülüşleriyle hep toparlanacak bir şeyleri varmış gelir size hep arkalarından koştukları önlerinden kaybolan bir şeyler yere çöker dizleri, kolları namaza sıvalı kent havasına aşıktırlar bilmeden kendi temiz dağlarını bir çam gölgesinde unutup pencerenizin önünde bir dut ağacı bir çocukluk ağız tadı damağınızda kalır komşular oturur altında kız- oğlan evlendirilir, davullar çalınır kızların geleceği bir koca, oğlanınki okuldur okuyan oğlanlar, okumamış kızları beğenmez sonra göstermelik bir maldır kızlar görücüye çıkarılır, satılır çocuklar olur yeniden aynı sokağa salınmak istenir bir koyun sürüsü gibi en çok anneler karşı çıkar çocukların onların kaderini yaşamasına sonuna kadar açılır perde sonuna kadar verir emeğini çocuklar kurtarılır pencerenizin önünde kurulur her düzen bozulur, yapılırsınız yeniden bozulur yapılır!.. 29. 07. 2016 / Nazik Gülünay |
Sizinki böyle bir şey
Bulutların arasından gülümseyen güneş misali, dizelerin arasından ışıldayan bilgelik
Yüreğe, emeğe, kaleme, kelama selam ve saygılarımla...