Kırılmış Ömür
Yağmurlar şehre bir şeyler anlatıyor
Belki bir çiçeğin dirilişini, belki bir sokağın çıkmazını Belki de yalnızlığın merhabasını Koynunda karanlık uyutuyor gri aynalar Yüzünü yüzümde unutman için veya anlamsız Uzağın hatrına yazılmış bütün şiirler avuntudan ibaret Avunmak şehre bir şeyler anlatıyor veya siyah. Yüzümün kuyusuna düşüyor kalbim apansız Yağmurlar şehre soyunuyor, döşeğinde sancılı bir girdap Sana avuçlarımı getirdim sevgilim, yalvar yakar Çiçeğe, çıkmaza ve yalnızlığa Sen susuyorsun ya kalbinde cehennem uyuturken bir şeyler Kırılmış ömrün suskunluğuyla yaşamak zor işte. Eteğinde kırlangıç oyalı mavi Gölgeliyorsun sokağını yanıp bitmişliğimin Üşüyor saçların, sırılsıklam bir yangından geliyor gözlerin Kokusundan biliyorum avuçlarının veya deliyim Şehre neyi anlatırsa anlatsın yağmurlar, Yaramın kabuğunun altında neyi ararsa arasın yokluğun Geceyi terk edip gitme saatidir artık veya intihar meyli Şimdi sen benden ne istediğini bilmiyorsun ya sarı türküm Kırılmış bir ömrün çaresizliğiyle yaşamak zor işte. Bütün evlerin duvar deliklerinde okunmamış mektuplar saklıdır Açığa çıkmaz en uysal acılar Yağmurlar şehre gideni anlatır, Sonra gidenden evrene kalanları anlatır Geriye ne kalır diye sorar duvarlar veya geçmez geçmiş Aklımı öper gülümseyişinden bir hatıra, Aklımda kalmış duvar deliklerinden bir hatıra Bilmeni istediğim birçok şeyden sonra Yılmış bir ömrün ağır yüküyle yaşamak zor işte. Bir yığın yakılmış kitap, susması için kabuksuz yaranın Rüzgara ve uçsuz bucaksız boşluğa savruldu Cehennem adıyla korkuttu koynumdaki kör kuşları Cennetin uzaklığını yaşıyorum, dudağımda karlı bir türkü Ve yağmuru kavuşturuyorum gölgene, içimde kilitli bir sandık Bahar seni anlatır saklayışlara, sakınışlara bahar sesini Yüzümden çekip aldığım şu gülüşü de soldurduktan sonra Seni anıp durmak şu kekeme dünyada zor işte. Nedim KARDAŞ |
e llerin
d öşediği
i smimize
m ezarlı
k ekeme
a lemin
r uhlarıyken,
d irildik
a cıtan
ş iirlerde...
emeğinize, yüreğinize saygılarımla...