Kâbusşiire bir kara leke saydım seni bir teşhirci (miydin) en zayıf yerlerini en zayıf kişilere sergileyen insan başka hayal ediyor gerçeği görmeden kukla oynatıcısının arkasında olduğunu bilmeden zamanı nasıl ayarladığını duyumsamıyor tanrı arabaları yürütülüyor önünde bir an unutuyor bir halk olduğunu kendinin sanıyor gıcır gıcır bir günü oysa ardına takılmış milyonca sürü kanıyor mecnunum diyen birinin sözüne leyla olmaya soyunuyor aşk acısı çekmeyen Mecnun’un sarayında kendine sanıyor kopan kıyameti önünden saygıyla geçiriliyor gül sevda mezarına gömülmeye bir sözcükte yakalıyor adem’i Havva’yı bir isimden öte düşünmeyen kim bilir hangi amaçla takılan mücevheri düşürüyor gözünden çelenkten alıyor al yüzlü karanfili bilinmez daha ne kadar yaşar bu kırmızılık suya bırakıyor kuru ayaklarını çoğalıyor su yaşıyor kendimi ben kurtarmamış mıydım? bu mecnun da neyin nesi bir rol kapıyor dirilen sudan belkide hiç yaşamadın bir kâbustan uyandım!.. 14. 04. 2016 / Nazik Gülünay |