Yollar ve sıralı ölümler
Yollar sıralı ölümlerin güzergahları
her giden bir ölü bırakır ardında ve soğuğa karşı direnen yüzlerin burnu soğuktan kızarmıştır aslında sımsıkı sarılırken yağmura sakın ağlıyorum sanma öyle ki kaydı gitti ellerimden tutamadım önce silmek istedim tüm benliğini sayfalar biriktirdim kaldırımlarda kaldırımlar ki sarhoşların evi sonra kelimeler dağıldı her yana toplayamadım incittiklerini bir anlamı olmalı dedim senli ve sensiz yılların kopmalı her çiçek vakti gelince ve çocuklar vakti gelince analarından kan ile doğmalı sarı sıcak yazların ve tren garlarının yolların birleştiği meydanların bir anlamı olmalı diyorum sana ve bana dair zamanların sonrasında gülemediği ve koyamadığı yerine biliyorum hatta hiç bir sözcüğe sığdıramadığı cümleleriyle İşte bu sıralı ölümlerin hatta sırasını beklemeden gidenlerin sarhoşluğudur kaldırımlar bazen bir otobüs camından bazen bir göz kapağından düşer usulca hep bu işler bir giz taşır sevdada yollar sıralı ölümlerin güzergahı beklerken seni, içimde hep aynı sızı |