Toprak
sonsuz düzlüklere yakışırsın şimdi sen
bir o yana bir buyana sallanan başınla inadına yaşamaya yeminli eğilmez ve dik duruşunla cesur kimi zaman, kimi zamansa alaycı bir tavırla ince ince dökülür mısralardan evet benim mısralarımdan ellerimde kalan narin gülüşün o gülüş ki gözlerime yerleşen sevinciyle bir sevdanın alacaklısı gibi yerleşir yüzüne tüm kadınlar ve tüm adamlar sıralanırken el değmemiş toprakların kıyısında yakamoz edasıyla sallanan bir ileri bir geri can kırıkları mermerden yapılmış evlerin çatıları senin yağmurunla ıslandı sıcak bir yaz ve bir yenisi daha fikrim pek almaz buraları tutsaklık akla gerek de yürek yırtar dağları sitem etmiyorum ses vermiyorum sanma bazen en derin sesler hapsolmuştur toprağa toprak ki kusar yalnızlığını her seferinde bir can daha katarak yoluna yok olmak ne zordur sevgili yürek dinlemez de toprak çeker seni... |