SUSKUNLUK SARMALI
Çok şey bildiğimi sanıyorlar, öyle görünüyormuşum.
Çok bildiğimden değil ki suskunluğum, Kendimi bildiğimden. Bildiğim, Olasılıkları yüksek çoklu denklem, Çıkışı bulunmayan bir labirent, Anahtarı içimde saklı bir kilitli kapı. Bildiğim, Henüz doğurmadığım sır’dan bir hayat. Aslında tek bir itiraf bildiğim. İçimdeki denklemi çözebilmek için, Kafa yorup, tahminlerde bulunuyorlar. Sonuçlarını dillendiriyorlar. Çoğu kez hayatımı katledip yeniden hayat veriyorlar... Tanrıcılık oyunu olsun mu bunun adı? Yerlere düşmüş, çiğnenmiş kelimelerin kocaman harflerle yazıldığı. Yeni kimlikler tutuşturuyorlar hayatıma. Öyle ki, İnsan olduğumu unutturuyorlar. Peki, Nedendir bu arayış? Daha kaç kez kuracağım dilimdeki bu yorgun cümleyi; Çok bildiğimden değil ki suskunluğum, Kendimi bildiğimden. Sonsuza dek sürecekmişçesine bir soluklanış, Üşütmeyen bir rüzgar, Dürüstçe varoluşa her şeyi göze almak... Zamanı geldiğinde, Hayat insan olduğumu hatırlatacak... HÜSEYİN GÖKMEN 01:52 |