RECM
Anadilim yabancı bir lisanmış aleme
Bildiğim bütün sözcükleri kana buladılar Bir lügati paramparça ederek susturdular beni Suskunluğum ıssız, kırık pencereli bir ev kadar tedirgin edici şimdi Kirli bir akıntıda boğdukları dileklerimi çiçeklerle uğurlamama bile izin vermediler Atılmış gibiyim bir savaş oyununun içine ki kuralları çoktan ihlal edilmiş Muazzam bir tablonun üzerine düşen karanlık bir fırça darbesiyim sanki Bir hayatın iltihaplı yarası Çivilediler aklıma üzerinde, "BİZİM GİBİ OLMAK YA DA OLMAMAK!" yazan bir sloganı Yağmalanmış hayatımın boşluğunda adı recmedilmiş bir yalnızım Mümkün mü boşlukta dengede durmak "OLMAK YA DA OLMAMAK!" Ne kaldı benden geriye diye kendimi ararken yadigar bir aynanın sırrında kayboldu yüzüm. Soldu tanıdığım bütün renkler Kem gözlerle, şer sözlerle bir elbise ördüler hiçliğime "Çırılçıplaksın, çirkinsin giy üzerine!" dediler. "İçimde kocaman bir yalnızlık sızlıyor." dedim. "Ört sızını ya da imha et kendini." dediler. Huzursuzluk makamından çalıyordu duyduğum tüm sesler. Oysa biraz sevgi, bir cümlelik sevgi olsaydı yalan bile olsaydı belki iyileştirirdi recm yarasını. Artık ne çare; Ben koca koca inançlar yitirdim gölgenizde. Ulu dualar unuttum çığlıklarımın arasında. Umutlarım kimsesizliğin en sert kışında fırtınaya kapıldı ki hiç doğmamış hissediyorum kendimi ve hiçbir şefkatin doğurmayacağını beni Biliyorum çok geç artık dilsizliğim bundan olsa gerek Başımı yasladım ölümün bağrına "Korkma, ben varım! Her şey bitecek." dedi saçlarımı okşarken matem ezgisi. Sığınabildiğim bir dilek hakkım varsa; "Tanrım lütfen izim kalmış olsun ruhuma attıkları her taşta ve gün gelip çıksın karşılarına yönünü kaybettikleri bir yolda" Amin Hüseyin Gökmen 25.10.2022 |