acının hafızası yokturŞiirin hikayesini görmek için tıklayın en sevdiğim şiirim bu sanırım...
şiirden emekliye ayırdım kendimi. artık şiir yazmak yok. sadece okumak var... ..........................................................’beni unut’ diyen herkese.. ben seni unutalı küflenmiş pencerelerden sarkan pembe alaşımlı kaç kadın bileği geçti dudağımdan ve kaç kangren hafta sonuna indim ki uğultulu karanlıklarında medeni hüzünler vardı çiçek desenli etekler ve efsunlu morluğu ruj lekesine kurban edilmiş dudakların gölgesi teslim olmuş şehirlerin izbe damarlarımdaki kılıçlarla dansıydı zaman aldım başımı gittim bir yanımda metropol öbür yanımda şehirlere özgürlüğü içiren yurtsuz dağlar vardı ne kadar dirensem de kuyulardan geçen kervanlar mintanımdaki kuşun cıvıltısını boğdu ve soluğum terk edilmiş peygamberlerin üşümelerine sarktı ben seni unutalı kedilerin mırıltılarını öptüm en kederli halimle oysa bilsen ki kaç kadın öptü ve asıldı beyaz ceketimden ve esmer denizime memelerini emzirdi ben seni unutalı sesim kaç kuş ölüsü taşıdı kaç tenha kadın teni... kaç yenik kadının kırıklarını onardım yakamozlarla ki elleri onların içinde bebekler ve dalgalarla ölünen bir zamana batarken yorgun sesim puslanarak döllendi aynalarında onlar ki aptal bir karanlığı bulvarlardan alıp yataklarına yığarlar ben seni unutalı sel baskınına dönüşen sesim bir ölümün kıyısında göz bebeği kurumuş bir kadını ıslatır alır götürür renklerin şarkısını aşkın dikenli nakaratına ki bin yıldır durmadan akar tarihin sokaklarında ben seni unutalı sakalı tarihin tüylerine uzayan bir adamım kısa pantolonlu bir çocukluğun tam ortasında artık gözlerimde yaşamın hararetli devinimi yanımda aşık bir kadının hamarat sıcaklığı oysa ki ben eskiden kuzeyine belki de izbe metropol otellerine sığınan pusatsız ve ağlamaklı soluğumun gülen kıyısına dokunuyorum şimdi çünkü seni unutalı, varoş çarşılarında harac-ı mezat eyledim bilgeliğimi yanımda tütün birkaç kitap biraz intifada esmer çocuklar ve ıssız bir halk kuşattı sesimi direndim ve bir baharı emzirdim son umutlarımda ve ben seni unutalı devam ediyordu ölüsünü arayanların göçü bilsen ki senden sonra kaç eylülün ipi örüldü kaç asker vuruldu pusularda dağlarda kaç gerilla ve bilsen kaç kez üşüdü içimde tanrılar çocuklar ülkemde vurulduğunda şimdi ara sıra aşk; muştulu azizelerin yatak sefasından yükselen serin bir inilti gibi kemirse de içimdeki her pusatı ve piç bulutlar emzirsem de sesimde ve içimde günahkar bir şölene dönüşse de yaşamak seni unuttum! seni unuttuğum andı tanrının doğum günü çünkü galiptim ve halaylar kurulmuştu dört yanda ve sürgün kalmamıştı yaşanacak... |
içimde birikmiş ne varsa hayattan yana
dünden kalan
yarından beklenen
acısına bulanmış şiirleri sildim hafızamdan
kelimeler ışıksız
sözler katıksız
arkası kalmamış günlerin ardındandoğan güneş
yeniden ısıtana dek gönlümü
sustum
sessizliğimin dehlizinde kaç nefes eskir
kaç asır geçer üzerinden bilmem
ben ölmeden gömüldüm toprağa
toprak beni kusana dek uyuyacağım
şiir ; yüzümüzün perdesini aralayan , gölgesinde yıldızların ısındığı bir tüneldi
ne kadar yorum yapmasam da takip ettiğim bir kalemdi sayfanız
sakın içinizin sesiyde boğulmayın
her zaman kapınızda maneviyatın huzur olsun inşALLAH şair.
dua ile
eMİNeYZAMAN tarafından 2/17/2016 5:13:08 PM zamanında düzenlenmiştir.