yanlış masaldan dönmekgeceydi kuyudaydım tutup kendimi bir masala anlattım yaşasın inançlı tüm devler sağ olsun tepegöz aynı yolu yürüdüler benimle zekasını verdi ali baba rapunzel saçlarını zagor baltasını biat eder gibiydi kırk haramiler bir varmış bir yokmuşunda anın... "bir kadın çizeceksin" diyordu radyoda kırık ezgili bir şarkı seni düşündüm dudağın dudağıma kanadı diye intihar eden saçlarını elindeki makası Havva ana geldi aklıma kendini imha etti bin yutkunma ince bir sızıya dönüştü yaşamak kaburgamın altında... kayıptım bulvarlardan kanonlardan işgal edilmiş kantonlardan tren raylarından patikadan şoseden "sana" diyerek yürdüm topuklarımda kanadı yollar çakıl taşları törpülendi hüznüm tazelendi çaylar tazelendi yolüstü bir lokantada tarihin bir yerlerine sindiydik ya hani kimseler bulmasın diye bizi zaman eskidi tanıdık göz korkumuz bombalanmış şehirler gibi tetikte durdu sürekli masalın en korkunç yerinden fırladım yeniden gerçeğin jilet ağzına hüznüm gergef gergef işlendi dolanıp ilmek diye boynuma kendi sehpamı tekmelerken buldum kendimi... yüreğim bukağılı gözlerim bağlı annemin hamur kokuyordu sanki elleri büyümüştüm insanlaşmıştım isyanlaşmıştım tüm masallarda seni düşünmüştüm sonra gözlerini gözlerin ruhuma azrailin kemendi... geceydi uykudaydım kuyudaydım yanlış masala girmiştim meğer yanlış hayale dalmıştım ali baba da kırk haramilerin safındaymış ne bir kervan geçti yalnızlığımdan ne bir züleyha göğüs kafesimden tüm susamlar açılmıştı ihanet tutmuştu tüm yolları anladım yanılmıştım... çokça hırpalanmış kelimelerle anlattığım masal söylediğim şiir hayal ettiğim sevgili yaşadığım hayat başkalarınca yaşanmıştı tercihlerim hıncım hıncım inancım inancım tutuşmuştu araftaydım tavaftaydım gah Hasan gah Huseyndim ne yana dönsem zehir ne yana dönsem düşman söylesin biri kimdim ben kendime sürgünken böyle.. |
ince bir sızı hep na şurasında...