Şehrazatın bedbîn çığlığı"gün akşamlıdır devletlim elbet biz de ölürüz"...hilmi yavuz gözüm hep doğuda usta serazatın o çöl yokuşunda .. sanki gök yarılmışta gri bir kerbela dökülmekte uykulu sabahlara bir sıffîn bir cemel bir nehrevan dört bir yana şerha şerha yayılmakta.. gözüm hep orada ortadoğuda usta bedreddinin asıldığı o darda sussam olmaz konuşursam berheva gülüş yok aşk yok ses yok ışık yok duraksız ağıtlardan gülce hoyrat ölümlerden figandan başka herkes yezid olmuş deccal olmuş golyat olmuş yedi cüce kırk harami zirvedeki g yirmiler saf değişmiş ali baba birleşmiş tüm milletler masalı kana bulamakta.. gözüm hep orada usta haritanın dumanlı tarafında okyanusun ardını gösteriyorlar bize cehennemin vaveylasını bu nasıl yeni dünya düzeni usta paslı jiletler bize kör bıçaklar tenimize siyasi emeller azap tel örgüler firkat bize sarin bize hardal bize tankı topu hep kasteder hanemize ağıt bize hicret bize yasak bize bu nasıl demokrasi usta soğanın çürüğü ekmeğin bayatı sofranın artığı bize acının katığı nur diye yağar üzerimize çadırlar erir de yapışır tenimize söylesene be usta canımıza kim kasteder kim değiştirir bu tarih masalını hangi kanlı el vurur bu masum çocukları tek tek kaydırıp göğümüzden şavkıyan yıldızları gözüm hep orada usta doğuda da doğuda nasılsa ansızın gelir akşam bedreddinin asıldığı meydanlara ve zaman ölümlüdür devletlim elbet dayanacak bir gün bizim de kapımıza.. |
Kalem yüreğin doğrularını yazdıkca varlığını sürdürür...
............................................................ Saygı ve selamlar..