Adına HasretŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’’Hiç kimse adından bahsetmez oldu, Kimsesiz mi kaldın şimdi ANKARA... Bağın mı kurudu gülün mü soldu, Kedere hüzne daldın ANKARA...’’
Karla karışık sevmeler imiz vardı
Ben soğuk şehrine adım atana dek Bıyıklarından sakallarına dökülürken soğuk Dilinden çıkan her söz çiçek demetine bürünür Ben bu şehre düşmeden önceydi Korkuların renklerini arayışım Oysa vedalar sıkışmış hepsi Bir bir ayıklıyorum şimdi Senli ve sensiz tüm korkulara sarılıp Parmak uçlarım donar bu şehir her gelişimde Ömrüm deyip sarıldığın vakte kadar Meğer özleminmiş bedeni saran ayaz Çözüldü iliklerim sevdanla Kaç bahar daha severiz bilmem Her sevişte bir gün daha çoğalırken Bu şehir soğuk sevdiğim Bu şehir alabildiğine ayaz Aklıma düştükçe veda vakti Titrer sensizlik sancılarıyla bedenim Şimdi ben seni bırakıp nasıl giderim ‘’Ankara kentinde dumansız kaldım ‘’ Biz ki türkülerde dinlerken ayrılık vaktini Bin günü bir güne sığdırmak ağır geldi Sorarım katran karası gecelere Sararım yine senli düşleri Sağım solum yalan iken Bir tek gerçeğim gülüşlerin Kahvesinde gözlerinin Buğusunda nefesinin Gidiyorum şimdi ey kaşı keman sevgili Bırakıp seni soğuk kentin avuçlarına Bir yanım Kurtuluş Bir yanım Kızılay’da Gidiyorum sevgili senin olmadığın diyarlara Pamuk ipliği hayat Renginden sual olunmaz Yaşadıkça yaşanmamışlıkları Savurdukça hasretin karasını yüreğe Topla toplayabilirsen ayrılığı Sil baştan açılır hasretin yaraları Bekle bizi sevdiğim boğulacağız yine Olmadık bir şehrin olmadık bir merkezinde Sev sevdikçe yarına büyüyoruz Biz ki eksikliğimizi tamamladık En büyük acılarda Ey yar üşüme ört kapılarını ömrümüzün Bizden gayrı kimse girmesin içeri s.ç |
bu şiiri okurken aklıma yazdığım "İzmir'im" şiirim geldi.
bir sevda öyküsü sundun ruhumuza
çok ça tebrikler sevgili Helin